İslami Açıdan Refah ve Altın Ekonomisi

Altın dinar ve gümüş dirhemin yeniden tedavüle sokulması, sömürücü kapitalist sistemi yıkma ve Allah'ın emirlerinin yeniden tesis edilmesi yolunda kritik bir adımdır. Altın dinar ve gümüş dirhem enflasyonu, borç köleliğini ve finansal manipülasyonu ortadan kaldırabilir. Ancak sadece bu paraları kullanmak, Muamelat olarak bilinen daha geniş İslami iktisat çerçevesi uygulanmadığında yeterli değildir. Gerçekten işlevsel ve adil bir Altın Ekonomisi kurmak için üç temel İslam iktisat kurumunu incelemeliyiz: Vakıf Olarak Pazar Yeri, Hizmet Olarak Altyapı, Kırad Ve Kira Akitleri. Bu unsurların her biri, sömürüden uzak, aynı zamanda hakiki ekonomik büyümeyi teşvik eden bir sistemin oluşturulmasında hayati bir rol oynar.
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Medine’de Kurduğu Temel Kamu Kurumları: Mescid ve Pazar
Medine’de ilk İslam devletini tesis ederken Peygamber Efendimiz (s.a.v.) iki temel kamu kurumu oluşturdu: mescid ve pazar. Her ikisi de vakıf statüsünde ilan edildi; satılamaz, devredilemez veya tekelleştirilemezdi. Vakıf mülkler, kamu yararına hizmet eden dokunulmaz varlıklardır. Pazarın Vakıf Olarak Özellikleri: Mülkiyet Yoktur: Tıpkı mescid gibi, pazar yeri de kimsenin özel mülkü değildir. Ticaret, otoritelerin veya toprak sahiplerinin lütfettiği bir ayrıcalık değil, temel bir haktır. Ücretsiz Erişim: Pazar yerine giriş ücreti, vergi veya katılım engeli konulamaz. Kalıcı Yapı Yasağı: Tekelleşmeye yol açabilecek sabit dükkânlar yasaklanmıştır (geçici tezgâhlar serbesttir). Riba ve Hileli İşlemlere Kesin Yasak: Kur’an-ı Kerim’de buyrulur: "Allah alışverişi helal, ribayı ise haram kılmıştır." (Bakara, 275) "Mallarınızı aranızda haksız yollarla yemeyin. Ancak karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle olursa başka." (Nisa, 4:29) Peygamberimiz (s.a.v.), Hisbe (pazar denetleme kurumu) ile bu kuralların uygulanmasını sağladı. Görevleri stokçuluğu (ihtikâr), hileli ölçü-tartıyı, fiyat manipülasyonunu engellemek, riba ve tekelciliğe giden tüm yolları kapatmak, alıcı-satıcı arasında gönüllü rızaya dayalı adil alışverişi korumaktı.
Özetle: İslam pazarı, sermayenin değil, emeğin ve hakkaniyetin hâkim olduğu, herkesin eşit şartlarda ticarete katılabildiği bir modeldir. Bugünkü sömürü düzenine karşı, bu tarihi uygulama güçlü bir alternatif sunmaktadır.
Pazarın Vakıf Olmasının Faydaları
Vakıf pazar yapısı, doğal olarak baharat, tekstil ve madenler gibi sektörlerde özelleşmiş pazar kümelerini teşvik eder. Bu durum, sağlıklı rekabet ve yenilikçiliği besler. Altın temelli bir ekonomi bile, bu kapsamlı pazar yapısı olmadan kapitalist sömürüyü yeniden üretebilir. Vakıf pazarı, herkesin istediği mal veya hizmeti satabildiği bir alandır. İnsanların ticaret yapmak için büyük sermayeye ihtiyacı yoktur. Para yerine mal takası veya hizmet değişimi mümkündür, böylece ticaret, finansal gücü olmayanlar için de erişilebilir hale gelir.
Pazar, şirketlerin değil, bireysel tüccarların hakim olduğu bir ortamdır. Tek bir patronun emri altında çalışan büyük şirketler yerine, bağımsız satıcılar birbirleriyle eşit pazarlık gücüne sahiptir. Bu durum, rekabet alanını dengeler. Adil Ortaklıklar: Büyük şirketlerin girişimcilere dayattığı tek taraflı sözleşmeler yerine, bireyler kendi aralarında gönüllü anlaşmalar yapabilir. Esnek İş Modelleri: Küçük ölçekli tüccarlar, daha insani ve İslami iş ilişkileri kurabilir. Geleneksel pazarlarda, tüccarların itibarı iş yapmadan önce araştırılırdı. Günümüzde bu sistem, blokzincir (blockchain) teknolojisiyle daha da güçlendirilebilir: Akıllı Dijital Kimlikler: Her tüccarın geçmiş işlemleri ve güvenilirlik puanı şeffaf bir şekilde kaydedilebilir. Akıllı Sözleşmeler (Smart Contracts): Önceden belirlenmiş şartlar otomatik olarak uygulanır, böylece aldatma riski ortadan kalkar. Merkeziyetsiz Denetim: Hisbe kurumunun modern versiyonu olarak, toplumun katılımıyla adil ticaret sağlanabilir.
Vakıf pazarı, sermaye tekellerini kırarak gerçek bir serbest piyasa oluşturur. Günümüzde blokzincir gibi teknolojilerle bu model daha da güçlendirilebilir. İslam’ın öngördüğü ticaret sistemi, hem geleneksel hem de modern yöntemlerle sömürüsüz bir ekonomi inşa etmenin yolunu gösterir.