İstanbul
KAPALI
11°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Gram Altın (Kapalı Çarşı) currency
3.741,67
0,00%
Yenidevir Gazetesi Eğitim Uzman Psikolog M. Yunus Çekiç: Çocuklarımızın Kaygısı Görmezden Gelinemez

Uzman Psikolog M. Yunus Çekiç: Çocuklarımızın Kaygısı Görmezden Gelinemez

Son yıllarda çocuklar ve gençler arasında depresyon ve kaygı bozukluklarının görülme sıklığı hızla artıyor. Pandemi sonrası sosyal izolasyon, akademik baskı ve dijital bağımlılık gibi etkenler bu sorunu daha da derinleştirdi. Peki, bu durumun altında yatan sebepler neler? Ebeveynler ve eğitimciler bu soruna nasıl yaklaşmalı? Uzman Psikolog M. Yunus Çekiç ile bu kritik meseleleri masaya yatırdık.

4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Uzman Psikolog M. Yunus Çekiç: Çocuklarımızın Kaygısı Görmezden Gelinemez

MUSTAFA KILIÇ/YENİDEVİR GAZETESİ

Son yıllarda çocuklar ve gençler arasında depresyon ve kaygı bozukluklarının görülme sıklığı hızla artıyor. Pandemi sonrası sosyal izolasyon, akademik baskı ve dijital bağımlılık gibi etkenler bu sorunu daha da derinleştirdi. Peki, bu durumun altında yatan sebepler neler? Ebeveynler ve eğitimciler bu soruna nasıl yaklaşmalı? Uzman Psikolog M. Yunus Çekiç ile bu kritik meseleleri masaya yatırdık.

Son yıllarda yapılan araştırmalar, çocuklar ve gençler arasında depresyon ve kaygı bozukluklarının arttığını gösteriyor. Sizce bu artışın en temel sebepleri neler?

Günümüz çocukları ve gençleri, önceki nesillere kıyasla daha büyük akademik ve sosyal baskılar altında yetişiyor. Teknolojinin hayatımızın merkezine yerleşmesiyle birlikte, yüz yüze sosyal etkileşim azaldı ve bu da yalnızlık hissini artırdı. Ayrıca ekonomik belirsizlikler, pandemi sonrası adaptasyon süreci ve aile içi dinamikler de bu durumun sebepleri arasında yer alıyor.

Pandemi dönemi çocukların ve gençlerin ruh sağlığını nasıl etkiledi?

Pandemi süreci, özellikle çocuklar için rutinlerin bozulduğu, sosyal bağların zayıfladığı ve belirsizliğin hâkim olduğu bir dönem oldu. Evden eğitim sistemi, arkadaşlarından ve öğretmenlerinden uzak kalan çocuklarda sosyal anksiyeteye yol açtı. Aynı zamanda, bazı çocuklar evde daha fazla duygusal ve psikolojik stres yaşadı. Bu tür faktörler uzun vadede depresyon ve kaygıyı tetikledi.

Okul ortamı çocukların ruh sağlığını nasıl etkiliyor? Eğitim sisteminde yapılan yanlışlar bu sorunu nasıl büyütüyor?

Okul, çocukların sadece akademik değil, aynı zamanda sosyal ve duygusal gelişim alanıdır. Ancak Türkiye’de ve dünyada eğitim sistemleri, genellikle akademik başarıyı merkeze alırken, duygusal gelişimi ihmal edebiliyor. Aşırı sınav baskısı, rekabetçi ortam ve öğretmenlerin psikolojik destek konusundaki yetersizliği çocuklarda kaygıyı artırıyor.

Ailelerin çocuklarının depresyon ve kaygı bozukluklarını fark etmesi için hangi belirtilere dikkat etmeleri gerekiyor?

Çocuklarda ve gençlerde depresyon belirtileri, yetişkinlerden farklı şekillerde ortaya çıkabilir. İçine kapanma, uyku ve yeme düzeninde değişiklik, okul başarısında ani düşüş, ilgisizlik ve motivasyon kaybı en sık görülen belirtilerdir. Ayrıca, sürekli huzursuzluk, agresif davranışlar ve fiziksel şikayetler (baş ağrısı, mide bulantısı vb.) de gözlemlenebilir.

Ebeveynler bu konuda nasıl bir yaklaşım benimsemeli? Çocuklarıyla nasıl iletişim kurmalılar?

En önemli nokta, ebeveynlerin çocuklarının duygularını küçümsemeden dinlemesi ve empati göstermesidir. "Bunda üzülecek ne var?" gibi ifadeler yerine, "Senin için zor olduğunu görüyorum, anlatmak ister misin?" gibi destekleyici cümleler kurmalılar. Çocuklarına baskı kurmadan, yargılamadan ve açık uçlu sorular sorarak duygularını ifade etmelerine yardımcı olmalılar.

Sosyal medyanın çocukların ruh sağlığı üzerindeki etkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sosyal medya, çocuklar için hem bir fırsat hem de büyük bir risk taşıyor. Bir yandan bilgiye ve eğlenceye erişimi kolaylaştırırken, diğer yandan gerçekçi olmayan güzellik standartları, siber zorbalık ve sürekli onay alma ihtiyacı gibi sorunlara yol açabiliyor. Özellikle gençler, sosyal medyada kendilerini başkalarıyla kıyaslayarak özgüven problemleri yaşayabiliyor.

Okullarda psikolojik destek sistemleri yeterli mi? Daha iyi bir sistem için neler yapılmalı?

Maalesef birçok okulda rehberlik servisleri yetersiz kalıyor ve öğrenci başına düşen psikolojik danışman sayısı oldukça düşük. Okullarda duygusal ve psikolojik destek programlarının yaygınlaştırılması gerekiyor. Ayrıca, öğretmenlere psikolojik farkındalık kazandıracak eğitimler verilmeli.

Gençler için stres ve kaygıyı azaltmaya yönelik önerileriniz neler?

Öncelikle çocukların düzenli uyku ve beslenme alışkanlıkları edinmesi çok önemli. Fiziksel aktivite ve sanat gibi alanlarda kendilerini ifade etmeleri desteklenmeli. Aynı zamanda, gevşeme teknikleri, meditasyon ve nefes egzersizleri gibi yöntemler, kaygıyı yönetmede oldukça etkili olabilir.

Depresyon ve kaygı bozukluğu yaşayan çocuklar için terapi süreci nasıl işliyor?

Öncelikle çocuğun duygu durumunu değerlendirmek için bir uzman tarafından detaylı bir görüşme yapılır. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) gibi bilimsel yöntemler kullanılarak çocuğun olumsuz düşünce kalıplarını fark etmesi ve sağlıklı başa çıkma mekanizmaları geliştirmesi sağlanır. Ayrıca, aile desteği de terapinin başarısını artıran kritik bir faktördür.

Son olarak, çocukların ruh sağlığını güçlendirmek için toplum olarak ne yapmalıyız?

Ruh sağlığı sadece bireysel değil, toplumsal bir meseledir. Aileler, eğitimciler ve devlet politikaları bu konuda ortak hareket etmeli. Okullarda psikolojik eğitimler verilmeli, medya ruh sağlığı konusunda bilinçlendirici içerikler üretmeli ve çocukların sosyal destek sistemleri güçlendirilmelidir.

 

Türk iş dünyası ‘küresel rekabetçilik’ için bir araya geldi

Türk iş dünyası ‘küresel rekabetçilik’ için bir araya geldi