Küresel dünyada Amerikan hegemonyasını kırmak için bir araya gelen Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nden oluşan BRICS, giderek genişliyor. Dolar yerine milli paralarla ticareti öne çıkaran BRICS'e Türkiye'nin resmen başvurduğu iddia edildi.
TÜRKİYE RESMEN BAŞVURDU
ABD merkezli Bloomberg haber sitesi, Türkiye'nin BRICS'e katılmak için aylar önce başvuru yaptığını dile getirdi.
Türkiye'nin 'Batı'nın ötesinde ittifaklar kurmak için' böyle bir yol izlemek istediğini yazan Bloomberg, BRICS'in, topluluğun genişlemesini ekim ayında Rusya'da yapılacak zirvede ele alacağı belirtildi.
Kimliğini vermeyen kaynaklar, Türkiye'nin 'küresel nüfuzunu artırmak ve geleneksel Batılı müttefiklerinin ötesinde yeni bağlar kurmak' istediğini anlattı.
Türkiye'nin aylar önce BRICS'e katılmak için başvuru yaptığını söyleyen kaynaklar, başvurunun onlarca yıldır Avrupa Birliği'ne (AB) katılma konusunda ilerleme yaşanmamasının sonucunda geldiğini de aktardı.
Bloomberg'e konuşan kaynaklar, 22-24 Ekim tarihlerinde Rusya'nın Kazan kentinde yapılacak zirvede BRICS'in genişlemesinin ele alınacağını aktardı. Habere göre, Malezya, Tayland ve Azerbaycan da topluluğa katılmak isteyen ülkelerden.
HAKAN FİDAN YEŞİL IŞIK YAKMIŞTI
BRICS+ Oturumu’na katılmak üzere Haziran ayında Rusya’ya giden Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, birliğe katılma sinyali vermişti. Daha önce, “Üye olmak isteriz” diyen Fidan, “BRICS ile iş birliğimize değer veriyoruz. Topluluk içindeki çeşitlilik kalkınma ve istikrarı artırır” ifadelerini kullanmıştı.
BRICS NASIL KURULDU?
Haziran 2006'da St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu'nda Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin'in bir araya gelmesiyle kurulan BRICS, 2010'da Güney Afrika'nın, bu yıl da Mısır, Etiyopya, İran ve BAE'nin katılımıyla çok uluslu bir yapı haline geldi.
30 ülkenin daha katılmaya hazır olduğu BRICS, küresel ekonomide önemli konuma sahip ve dünya düzeninde alternatif birlik olma yolunda ilerliyor.
Ekonomi ağırlıklı BRICS, gelişmekte olan ve ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerin hakimiyetine direnç gösteren devletlere uluslararası konularda daha fazla temsil ve söz hakkının verilmesi hedefini de güdüyor.