Suriye'de Beşar Esad rejimine karşı muhalif grupların ilerleyişi Şam'a ulaştı. Başkent Şam'da kontrolü ele geçiren muhalif gruplar yaptıkları açıklamada, “Zalim Beşar Esad kaçtı. Şam şehrini özgür ilan ediyoruz. Baas yönetimi altında geçen 50 yıllık baskı, 13 yıllık suç, zulüm ve zorla yerinden edilmenin ardından bugün bu karanlık dönemin sona erdiğini ve Suriye için yeni bir dönemin başladığını ilan ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Yurtdışındaki Suriyelilere çağrı yapan muhalifler, Şam'ın artık “Beşar Esad'sız” olduğunu belirterek, “Özgür Suriye’ye dönün. Şam “tiran”dan kurtuldu” açıklamasını yaptı.
“Kamu kurumlarına yaklaşmak kesinlikle yasaktır”
Muhalif grupların lideri Ebu Muhammed El Cevlani ise, güçlerine Şam'daki resmi kurumlara yaklaşmamalarını emrederek, “resmi olarak” teslim edilene kadar başbakana bağlı kalacaklarını söyledi. Cevlani, “Şam kentindeki tüm askeri güçlere, resmi olarak teslim edilene kadar eski başbakanın gözetiminde kalacak olan kamu kurumlarına yaklaşmak kesinlikle yasaktır. Havaya ateş etmek yasaktır” dedi.
"Esad Şam'dan ayrıldı"
Suriyeli 2 üst düzey ordu yetkilisinin Reuters'a yaptığı açıklamada, Esad'ın bugün bilinmeyen bir yere gitmek üzere Şam'dan ayrıldığını belirtti. Yetkili, ayrıntı vermeden "Radardan kayboldu, muhtemelen transponder kapalıydı ama ben daha büyük ihtimalin uçağın düşürülmüş olması olduğuna inanıyorum" dedi.
Muhalifler kilit şehir Humus'u da ele geçirdi
Muhalifler gece saatlerinde Humus şehrinde kontrolü tamamen ele geçirdi. Muhalif silahlı gruplara liderlik eden komutan Hasan Abdul Ghany, Suriye'nin merkez şehri Humus'u “tamamen özgürleştirdiklerini” söyledi.
Öte yandan muhalifler Lübnan sınırına yakın Kusayr kentini de ele geçirdiklerini bildirdi.
Doha’da ortak bildiri: Suriye’deki krizin çözümü için askeri operasyonlar durdurulmalı
Katar'ın başkenti Doha'da Türkiye, İran, Rusya ve 5 Arap ülkesinin katılımıyla Astana Formatı çerçevesinde düzenlenen toplantının ardından yayınlanan ortak bildiride, Suriye’deki krizin hem bölgesel hem de uluslararası güvenlik için ciddi bir tehdit oluşturduğu vurgulanarak, bu krizin çözümü için askeri operasyonların durdurulması gerektiği ifade edildi.
Suriye Başbakanı Celali: “İş birliği yapmaya hazırım”
Suriye'de muhalif gruplar, başkent Şam'da hükümet binası ve emniyet müdürlüğüne girerken, binaların boş olduğu görüldü. Suriye Başbakanı Muhammed Gazi el-Celali, iş birliği yapmaya hazır olduğunu belirterek, “Mümkün olan tüm kolaylıkları sunmaya hazırız” dedi.
Suriye'de Esad rejimi çökerken, ülkede muhalifler tüm kamu binalarına el koydu. Başkent Şam'daki hükümet binası ile emniyet müdürlüğü binasına giren muhalifler, havaya ateş açarak sevinç gösterileri düzenlendi. Esad'ın resimlerini çiğneyen muhalifler, rejime ait yazı ve resim ve bayrakları kaldırdı. Savunma Bakanlığı karargahına da giren muhalifler, görev yerlerini terk eden askerlerin üniformalarını yere attı.
Hapishanedeki mahkumlar serbest bırakıldı
Muhalifler, Suriye devlet televizyonundan yaptıkları açıklamada, hapishanelerdeki tüm tutukluların serbest bırakıldığını bildirdi. Hükümet yanlısı Sham FM radyosu ise, Şam havaalanının boşaltıldığını ve tüm uçuşların durdurulduğunu bildirdi.
Öte yandan başkentin merkezinde terk edilmiş çok sayıda tank görülürken, Suriyeliler sokaklarda Esad rejiminin çökmesini kutladı.
“Bu ülke komşuları ve dünya ile iyi ilişkiler kuran normal bir ülke olabilir”
Suriye Başbakanı Muhammed Gazi el-Celali yaptığı açıklamada, Esad'ın Şam'dan kaçmasının ardından evinde kaldığını ve yönetimin devamlılığını desteklemeye hazır olduğunu söyledi. Celali, halk tarafından seçilecek herhangi bir liderlikle ve herhangi bir devir teslim sürecinde “işbirliği yapmaya” hazır olduğunu vurguladı. Celali, “Bu ülke komşuları ve dünya ile iyi ilişkiler kuran normal bir ülke olabilir, ancak bu konu Suriye halkının seçeceği herhangi bir liderliğe bağlıdır. Biz onunla iş birliği yapmaya ve mümkün olan tüm kolaylıkları sunmaya hazırız” dedi. Celali, açıklamasının ardından muhaliflerin eşliğinde kaldığı binadan ayrıldı.
Esad rejiminin ardından Şam'da coşkulu kutlama
Suriye'de muhaliflerin başkent Şam'da kontrolü ele geçirmesiyle Suriyeliler büyük bir coşku yaşayarak meydanlara döküldü.
Suriye'de muhaliflerin başkent Şam'da kontrolü ele geçirmesi ülkede büyük coşkuya yol açtı. Esad rejiminin düşmesiyle meydanlara dökülen Suriyeliler, havaya ateş açarak kutlama yaptı.
Öte yandan kutlamalar sırasında kente hava saldırısı düzenlendi.
Rus Bakan Lavrov: “İran ve Türkiye ile Suriye konusunda mutabık kaldık”
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov “Astana” formatında düzenlenen Suriye konulu toplantının ardından yaptığı açıklamada, “Hepimiz 2254 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) kararının tam olarak uygulanmasını istediğimizi belirttik ve bu amaçla hükümet ile meşru muhalefet arasında diyalog çağrısında bulunduk. Bugün İran ve Türkiye ile güçlü bir çağrı yapma konusunda mutabık kaldık ve bu çağrıya kulak verilmesini sağlamak için bazı özel adımlar atacağız” dedi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile katıldığı "Astana" formatında düzenlenen Suriye konulu toplantının ardından açıklamalarda bulundu. Lavrov, Doha'da yaptıkları toplantıda Suriye'deki “düşmanlıkların” derhal sona erdirilmesi gerektiği konusunda mutabık kaldıklarını söyledi. Moskova'nın Suriye hükümeti ile muhalefet arasında diyalog görmek istediğini belirten Lavrov, “Muhaliflerin Suriye topraklarının kontrolünü ele geçirmesine izin vermek kabul edilemez” dedi.
"Hükümet ile meşru muhalefet arasında diyalog çağrısında bulunduk"
Suriye'deki durumun nasıl gelişeceği ve oradaki Rus askeri üslerine ne olacağı sorusuna Lavrov, bir tahminde bulunmayacağını ve Filistin devleti kurulmadığı sürece Orta Doğu'da “aşırıcılığın” artacağını söyledi. Lavrov, İranlı ve Türk mevkidaşlarıyla birlikte, Suriye’de “düşmanca faaliyetlere son verilmesi” çağrısında bulunduklarını söyledi. Rusya, İran ve Türkiye'nin Suriye'de “hükümet ile muhalefet arasında diyaloğu” desteklediğini kaydeden Lavrov, “Düşmanca faaliyetlere derhal son verilmesi çağrısında bulunduk. Hepimiz 2254 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) kararının tam olarak uygulanmasını istediğimizi belirttik ve bu amaçla hükümet ile meşru muhalefet arasında diyalog çağrısında bulunduk. Bugün İran ve Türkiye ile güçlü bir çağrı yapma konusunda mutabık kaldık ve bu çağrıya kulak verilmesini sağlamak için bazı özel adımlar atacağız” ifadelerini kullandı.
Doha’da ortak bildiri: “Suriye’deki krizin çözümü için askeri operasyonlar durdurulmalı”
Katar'ın başkenti Doha'da Türkiye, İran, Rusya ve 5 Arap ülkesinin katılımıyla Astana Formatı çerçevesinde düzenlenen toplantının ardından yayınlanan ortak bildiride, Suriye’deki krizin hem bölgesel hem de uluslararası güvenlik için ciddi bir tehdit oluşturduğu vurgulanarak, bu krizin çözümü için askeri operasyonların durdurulması gerektiği ifade edildi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un yanı sıra Katar, Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır ve Irak dışişleri bakanları, Suriye'deki son gelişmeler ve krizle ilgili çözüm yollarını Astana Formatı çerçevesinde ele almak amacıyla dün Katar'da bir araya geldi. Toplantının ardından yayınlanan ortak bir bildiride, Suriye’deki krizin hem bölgesel hem de uluslararası güvenlik için ciddi bir tehdit oluşturduğu vurgulanarak, bu krizin çözümü için askeri operasyonların durdurulması gerektiği ifade edildi. Bu adımın, kapsayıcı bir siyasi sürecin başlatılması için önemli bir temel oluşturacağı belirtildi.
Sürecin, Suriye’yi kaos ve terörden koruyarak birliğini ve egemenliğini muhafaza etmesi gerektiği ifade edilen bildiride, “Suriye halkına yönelik insani yardımların artırılması için uluslararası çabaların güçlendirilmesi ve bu yardımların sürdürülebilir ve engelsiz bir şekilde ulaşmasının garanti altına alınması gerektiği” kaydedildi.
Bildiride ayrıca, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararı çerçevesinde, kapsamlı bir siyasi sürecin başlatılması için askeri operasyonların durdurulmasının gerekliliği vurgulandı. Bu adımın daha fazla masum insanın hayatını kaybetmesini ve krizin uzamasını engellemeyi hedeflediği ifade edilirken, Suriye'nin birliği, egemenliği ve toprak bütünlüğünün korunması, ülkenin kaos ve terörizme sürüklenmesinin önlenmesi gerektiği vurgulandı.
Suriye Milli Ordusu: “Münbiç’in yüzde 80’ni kontrol altına alındı”
Suriye Milli Ordusu (SMO), “Özgürlük Şafağı” operasyonunu çerçevesinde Halep Valiliği'ne bağlı Münbiç kırsalının yüzde 80’inin kontrol altına alındığını açıkladı.
Suriye Milli Ordusu (SMO), “Özgürlük Şafağı” operasyonunu sürdürüyor. SMO, Tel Rıfat’tan sonra Münbiç’te de operasyonlarına devam ederken, Münbiç kırsalının yüzde 80’inin kontrol altına alındığını bildirdi. Açıklamada, “Terör örgütü YPG/PKK’ya karşı verilen mücadelede zafere çok az kalınmıştır. Münbiç’in YPG/PKK’nın elinden alınması için hem havadan hem de karadan müdahaleler sürdürülmektedir. Bütün örgüt unsurları bölgeden temizlenmektedir” denildi.
Münbiç’in terör örgütlerinden temizlenmesiyle Suriyeliler büyük coşku yaşadı.
Trump: "Esad ülkesinden kaçtı"
ABD'nin 47. Başkanı Donald Trump, Suriye'deki muhaliflerin Şam'ı ele geçirmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Esad gitti. Ülkesinden kaçtı. Vladimir Putin liderliğindeki koruyucusu Rusya, artık onu korumakla ilgilenmiyordu” dedi.
Suriye'deki muhaliflerin başkent Şam'da kontrolü eline geçirmesinin ardından dünya liderleri açıklamalar yapmaya başladı. ABD'nin 47. Başkanı Donald Trump kendi sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yayınladığı mesajında, “Esad gitti. Ülkesinden kaçtı. Vladimir Putin liderliğindeki koruyucusu Rusya, artık onu korumakla ilgilenmiyordu” dedi.
Rusya'nın Ukrayna'daki savaş nedeniyle Suriye'ye olan tüm ilgisini kaybettiğini belirten Trump, “Rusya ve İran şu anda zayıflamış durumdalar; biri Ukrayna ve kötü ekonomi yüzünden, diğeri ise İsrail ve savaştaki başarısı yüzünden. Aynı şekilde Zelenskiy ve Ukrayna da bir anlaşma yapmak ve bu çılgınlığı durdurmak istiyor. Gülünç bir şekilde 400 bin asker ve çok daha fazla sivil kaybettiler. Derhal ateşkes sağlanmalı ve müzakereler başlamalıdır. Çok fazla hayat gereksiz yere harcanıyor, çok fazla aile yok oluyor ve böyle devam ederse çok daha büyük ve çok daha kötü bir şeye dönüşebilir. Vladimir'i iyi tanırım. Şimdi harekete geçme zamanı. Çin yardım edebilir. Dünya bekliyor” ifadelerini kullandı.
"Biden olayları yakından izliyor"
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Sean Savett ise, ABD Başkanı Joe Biden ve ekibinin Suriye'deki olağanüstü olayları yakından izlediğini ve bölgesel ortaklarıyla sürekli temas halinde olduğunu belirtti.
"Esad BAE'de mi" sorusu
Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı'nın diplomatik danışmanı Enver Gargaş, Bahreyn'deki Manama Diyaloğu'nda yaptığı konuşmada, “Suriyelilerin birlikte çalışacağını ve yaklaşan kaosun bir başka bölümünü görmeyeceğimizi umuyoruz” dedi. Gargaş, Bahreyn'deki Manama Güvenlik Diyaloğu sırasında gazetecilerin Esad'ın BAE'de olup olmadığı sorusuna, “Bilmiyorum” yanıtını verdi.
Hama'da rejimden geriye tanklar kaldı
Suriye'de muhalif grupların Esad rejiminden aldığı Hama'da hangarlarda ve yollarda geriye kalan tanklar ve çoklu roket atarlar dikkat çekiyor.
Suriye'de muhalif grupların Esad rejimine bağlı güçlerle çatışmasının ardından kısmen kontrolü sağladığı Hama'da ilerleyiş Şam'a ulaştı. Hama kent merkezinde coşkulu kutlamalar yaşanırken, İdlib ve Hama'yı birbirine bağlayan M-4 karayoluysa rejimden geriye; tanklar, çoklu roket atarlar ve askeri kamyonetler kaldı. Hangarlarda bulunan ve yollarda terk edilmiş halde olan çoklu roket atarlar ve tanklar meraklı insanların ilgi odağı oldu. Araçların önümüzdeki günlerde İdlib'e taşınacağı öğrenildi.
Muhalifler, rejime karşı kendi tanklarıyla savaşacaklarını belirterek, “Şuan Hama bölgesinde tüm yerleri kontrol altına aldık. Gördüğünüz gibi bu tankları da Esad rejiminden ganimet olarak aldık. Bizim için ilginç olan ganimetlerin mayın döşenmemiş olması. Kapılara EYP döşüyorlardı. Hiç birinin anahtarlarını dahi almamışlar. Biz bu ganimetlerle onlara karşı savaşmayı devam ediyoruz” dedi.
Irak Hükümeti Sözcüsü Avadi: “2 bin Suriyeli asker Irak'a sığındı”
Irak Hükümeti Sözcüsü Basim el-Avadi, Suriye'den 2 bin rejim askerinin Irak'a sığındığını belirtti.
Suriye'deki krizi çözmeye yönelik diplomatik çabalar hız kesmeden devam ederken, Beşar Esad rejimine muhalif grupların ilerleyişi durdurulamıyor. Irak Hükümet Sözcüsü Basim el-Avadi yaptığı açıklamada, yaklaşık 2 bin Suriyeli askerin Irak'a sığındığını bildirdi. El-Avadi, Irak hükümetinin onayıyla bu askerlerin ülkeye girdiklerini söyledi.
Fidan ve Hüseyin görüşmesi
Irak Dışişleri Bakanlığı Basın Ofisi tarafından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Irak Dışişleri Bakanı Fuat Hüseyin görüşmesine ilişkin yapılan açıklamaya göre, Bakan Hüseyin, Suriye'de devam eden gerilimin “ciddi sonuçlara ve bir göç krizine” yol açabileceği konusunda uyarıda bulundu. Suriye'deki silahlı çatışmaların devam etmesinin insani krizleri ve göç dalgalarını daha da kötüleştireceğini belirten Irak Dışişleri Bakanı Hüseyin, bu durumun tüm bölgeyi olumsuz etkileyeceği konusunda uyardı. Suriye halkının yaşadığı insani trajedinin derinleşmesinden duydukları endişeyi dile getiren her iki taraf, bu acıları hafifletmek için uluslararası çabaların artırılması gerektiğini vurguladı. Suriye'nin toprak bütünlüğü ve bağımsızlığını koruyacak kapsamlı siyasi çözümün, sürdürülebilir istikrarın önemi konusunda mutabık olan Fidan ve Hüseyin, Bağdat ve Ankara arasındaki iş birliğini geliştirme, Suriye konusundaki bölgesel ve uluslararası aktörlerle koordinasyonu artırma için adımlar atılması gerektiğini kaydetti.
Fidan: "Esad'ın nerede olduğunu da bilmiyoruz"
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Doha’da düzenlediği basın toplantısında, “Suriye, yeni bir aşamaya ulaştı. Suriye halkı, ülkelerinin geleceğini yeniden şekillendirecek. Bugün ümidimiz var. Suriye halkı, bunu tek başına başaramaz. Uluslararası toplumun Suriye halkını desteklemesi gerekiyor” dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar’ın başkenti Doha’da gerçekleştirilen Doha Forum 2024’te Suriye’de yaşanan güncel gelişmelere ilişkin bir basın açıklaması yaptı. Açıklamasında Suriye rejiminin yıkıldığına vurgu yapan Dışişleri Bakanı Fidan, “Yeni bir Suriye’ye uyandık. Rejim, bugün itibarıyla yıkıldı. Şu anda ülkedeki kontrol el değiştiriyor. Tabii ki bu, bir gecede olmadı. Son 13 yıldır ülke zaten bir iniş çıkış sürecinde. Ancak, 2016’dan bu yana Astana Süreci vesilesiyle biz durumu ve gerilimi düşürdük ve savaşı dondurduk. Bu süre, rejim tarafından kendi halkı ile barışmak için kullanılmalıydı ancak rejim bu fırsatı değerlendirmedi. Bütün girişimler başarısızlıkla sonuçlanınca, Cumhurbaşkanı Erdoğan, rejime el uzattı ve Suriye’de milli birlik ve barışa ulaşılabilmesi için bir çağrıda bulundu. Bu çağrı da reddedildi” dedi.
“Milyonlarca Suriyeli artık ülkelerine dönebilir”
Çöken Suriye rejiminin çok önemli meselelerde başarısız olduğunu ifade eden Fidan, “Devlet kurumları, Suriye halkının ihtiyaçlarına cevap veremedi. En temel hizmetleri yerine getiremediler. Halkın yarısı, hem ülke içinde hem de ülke dışında yerinden edildi. Bu, göç akımlarına neden oldu. Göç nedeniyle komşu ülkeler ve Avrupa’da bir baskı oluştu. Rejim, hayatta kalabilmek için uyuşturucudan elde edilen kazanca dayanıyordu. Bu sabah itibarıyla Suriye, yeni bir aşamaya ulaştı. Suriye halkı, ülkelerinin geleceğini yeniden şekillendirecek. Bugün ümidimiz var. Suriye halkı, bunu tek başına başaramaz. Uluslararası toplumun Suriye halkını desteklemesi gerekiyor. Türkiye, Suriye’nin millî birliğine, istikrarına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne çok büyük bir önem atfediyor. Aynı zamanda Suriye halkının da refahını önemsiyor. Bu anlamda ülkelerini terk etmek durumunda olan milyonlarca Suriyeli artık ülkelerine geri dönebilir” diye konuştu.
“Suriye’nin refahı ve toprak bütünlüğü korunmalı”
Suriye’de yeni iradenin düzenli bir şekilde kurgulanması gerektiğine dikkat çeken Fidan, “Kapsayıcılık ilkesi hiçbir zaman taviz verilmeyen bir ilke olmalı. Hiçbir zaman bir intikam hedefi güdülmemeli. Artık birlik zamanı ve ülkeyi yeniden inşa etme zamanı. Bugün bölgede ve bölge dışında bütün aktörlerin dikkatli ve sakin bir biçimde hareket etmeleri çağrısında bulunuyoruz ve bölgeyi daha fazla istikrarsızlığa götürmemek gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Suriye’nin refahı ve toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini belirten Fidan, “Bu geçiş döneminde çok dikkatli olmalıyız. Farklı gruplarla iletişim halindeyiz. Terör örgütlerinin, özellikle DAEŞ ve PKK’nın bu durumdan bir avantaj sağlamaması için elimizden geleni yapıyoruz. Türkiye, terörizmle mücadele konusunda tüm adımları atacaktır. Bütün azınlıklar, Hristiyanlar, Kürtler, Müslüman olmayanlar, adil bir muameleye tabi tutulmalı ve kimyasal silahlar ve ilgili materyallerin mutlaka güven altına alınmalı. Yeni hükümet, bütün tarafları kapsayıcı bir şekilde davranmalı ve bütün muhalif güçler şu anda birleşmeli. Devlet kurumları korunmalı ve doğru çalışmaları sağlanmalı. Bütün bu anlayışla biz, Suriye’de barış ve güvenliğin tesisi için elimizden geleni yapacağız” şeklinde konuştu.
“Rusya Federasyonu ve İran’ın sürece yaklaşımını son derece önemsiyoruz”
Türkiye’nin son hafta içerisinde hem bölgesel hem de uluslararası aktörlerle yoğun bir diyalog süreci yürüttüğünü belirten Fidan, “Dün, Doha Forumu çerçevesinde Suriye’nin geleceği için gerçekten son derece önemli bir gündü. Öncelikle Astana ülkeleri, Türkiye, Rusya Federasyonu ve İran bir araya geldi ve bu gelişmeleri ele aldılar. Biz bu çerçevedeki Rusya Federasyonu ve İran’ın sürece yaklaşımını son derece önemsiyoruz. Yine Birleşmiş Milletler’in Suriye Özel Temsilcisi bizimle birlikteydi. Kendisi de çok önemli katkılarda bulundu ve çabalarını çok takdir ediyoruz. Daha sonra Arap ülkeleriyle Suudi Arabistan, Katar, Irak, Mısır ve Ürdün ile bir araya geldik. Bu kardeş ülkelere de yapıcı yaklaşımlarından dolayı teşekkür etmek istiyoruz. Yine, Amerika Birleşik Devletleri ile de temaslarımız oldu. Bölgesel ve uluslararası aktörler ile işbirliğimizi devam ettireceğiz” dedi.
“Esed, muhtemelen Suriye dışında”
Basın toplantısında Esed’in nerede olduğunu bilip bilmediklerine ilişkin bir soruya cevap veren Fidan, “Bununla ilgili herhangi bir yorumda bulunamam. Nerede olduğunu da bilmiyoruz. Muhtemelen Suriye dışındadır” diye konuştu.
“Suriye halkı ile birlikte çalışmamız gerekiyor”
Şu anda gerçekleşmesi gereken siyasi süreç ve Suriye’nin istikrarlı bir döneme geçişi için Türkiye’nin ne yapacağı yönünde bir soru alan Fidan, “Daha önce de belirttiğim gibi, biz Suriye’nin istikrarı için çok uzun bir süredir çaba gösteriyoruz. Aktörleri yakından tanıyoruz, problemleri yakından tanıyoruz. Bunlar gerçekten zorlu problemler, çok yoğun çalışmamız gerekiyor. Daha önce de belirttiğim gibi, Suriye halkı ile birlikte çalışmamız gerekiyor. Sadece Türkiye değil, bölgesel aktörler ve uluslararası aktörlerin de bu sürece dahil olması gerekiyor. Çok iyi ve sorunsuz bir geçiş döneminin olması için sivil halka herhangi bir zarar verilmemesi gerekiyor. Halk için temel hizmetlerin verilmesi gerekiyor ve her şeyden önce bölge ülkelerinin yeni idare ve yeni Suriye’yi komşuları için tehdit ortaya çıkarmayan bir yapı halinde görmesi gerekiyor. Suriye, mevcut problemlere cevap vermeli ve bu tehditleri engellemeli” ifadelerini kullandı.
“Herhangi bir temasımız olmadı”
Türk hükümetinin son günlerinde Esed ile bir iletişiminin olup olmadığı yönünde bir soruya cevap veren Fidan, “Maalesef, bildiğiniz gibi Sayın Cumhurbaşkanımız son birkaç aydır, özellikle Suriye rejimine ve Esad’a ulaşmaya çalışıyordu fakat bütün bu çabalar sonuçsuz kaldı. Biz bir şeyler olmasını bekliyorduk, dediğim gibi, Suriye halkının ve Suriye’nin problemlerini çok yakinen biliyoruz ve gruplar üzerindeki baskıyı da biliyoruz. Mülteciler ve özellikle de ekonomik sorunları yakinen biliyoruz. Rejim aslında yavaş yavaş çürüyüp çöküyordu biz de bunu görüyorduk. Bu nedenle gerçekten bunu engellemek için bir şeyler yapmaya çalıştık. Ancak, cevabın kısası, hayır, onlarla görüşmedik, herhangi bir temasımız olmadı” şeklinde konuştu.
“Türkiye, yeni idareyle çalışmaya devam edecek”
Rejimin 2016’dan bu yana elindeki zamanı problemleri çözmek için kullanmadığını vurgulayan Fidan, “Astana Süreci’nin savaşı dondurmasından bu yana 2016 yanında, rejimin son derece değerli bir zamanı vardı mevcut problemlerle baş edebilmek için ancak, 2016 yılına kadar rejimin gerçekten çok yüksek bir adrenalin ile hareket ettiğini biliyorduk. Dolayısıyla problemler ile ilgilenmiyor, kurumsal kapasite eksikliği üzerinde durmuyor, başka sorunlara odaklanmıyorlardı. Bu son derece değerli zamanı mevcut problemlere cevap bulabilmek için kullanabilirlerdi fakat bunu yapmadılar. Bunun tam tersine yavaş bir çürüme ve rejimin çöküşünü gördük. Bu aslında bir mermi bile atılmadan Halep’in neden düştüğünü ve bunu da diğer şehirlerin nasıl takip ettiğini açıklıyor” dedi.
Komşu ülkelerle birlikte Suriye’nin yeniden inşa edilmesi için mevcut idare ile çalışmanın son derece önemli olduğunu vurgulayan Fidan, “Türkiye, her tür kapasiteyi ve her tür imkanı kullanarak Suriye’nin ekonomik sorunlarına ve diğer sorunlarına çözüm bulabilmek için yeni idareyle çalışmaya devam edecek” şeklinde konuştu.
“Suriye’deki tüm tarafların bu sürece dahil edilmesi gerekiyor”
Farklı gruplardan oluşan muhaliflerin yeni dönemde nasıl koordine olacaklarına ilişkin bir soruya cevabında Fidan, “Bildiğiniz gibi muhalifler, farklı gruplardan oluşuyor ancak bir koordinasyon mekanizmaları var aralarında. Bu mekanizmanın önümüzdeki günlerde daha da iyileşeceğini düşünüyorum çünkü şu anda ellerinde başarmaları gereken çok daha büyük bir iş var. Bir araya gelebilmelerini ve birlikte düzenli bir biçimde çalışmaya başlayabilmelerini ve iyi bir geçiş dönemini tesis edebilmelerini ümit ediyoruz. Tabii ki bu süreç içerisinde Suriye’deki tüm tarafların bu sürece dahil edilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“Amerika’daki yeni idare ile temas içinde olacağız”
Türkiye’nin de DAEŞ ve diğer terör örgütleri konusundaki endişeleri paylaştığını vurgulayan Fidan, “Bu durumdan faydalanmamalarını istiyoruz. Durumu kötüye kullanmalarını istemiyoruz. Bu konuda dikkatliyiz. DAEŞ ve PKK’nın bu süreci kötüye kullanmamasından emin olmak için çok dikkatli hareket ediyoruz. Amerikalı dostlarımızla temas halindeyiz. Bizim bu konuda ne kadar hassas olduğumuzu biliyorlar özellikle YPG/PKK konusunda. Türkiye’ye bu gruplardan gelecek her tehdide cevap vereceğimizi bir reaksiyon göstereceğimizi biliyorlar. Amerika’daki yeni idarenin yeni hükümet ile tabii ki bu konuyla ilgili olarak bazı temaslar halinde olacağımızı ifade etmek istiyorum” dedi.
“Herhangi bir PKK uzantısı, meşru bir taraf olarak değerlendirilemez”
Muhalif güçlerin bütün tarafları sürece dahil etmesi gerektiği ifadesine ilişkin bir soruya cevabında Fidan, “Aslında Suriye’nin kuzeyinde bulunan son derece meşru Kürt taraflar var. Onlar tabii ki çok uzun bir süredir muhalif güçlerin bir parçası oldular. Ancak herhangi bir PKK uzantısı Suriye’de herhangi bir şekilde meşru bir taraf olarak değerlendirilemez. Suriye’deki görüşmelerde, görüşeceğimiz bir taraf olamaz. Çünkü uluslararası teröristler, Türkiye’den PKK kadroları, İran ve Irak’tan PKK kadrolarının bulunması söz konusu ve Suriyeli değiller. SDG’yi Suriyeli olmayanlar yönetiyor ve bu aslında herkesin bildiği bir sır. Kısacası, sorunuzun cevabı “hayır”. Kendileri ile ilgili bir değişikliğe gitmedikleri müddetçe bu mümkün değil” diye konuştu.
“İnşallah Suriye halkını daha güzel günlerin beklediğini hep beraber göreceğiz”
Basın toplantısını Türkçe yaptığı açıklamayla sonlandıran Fidan, “Türkiye uzun yıllardır Suriye’nin birliği, beraberliği ve bütünlüğü için elinden geleni yapmaktadır. Özellikle son aylarda Cumhurbaşkanımızın yaklaşmakta olan süreci görmesinden hareketle başlattığı inisiyatifin Suriye rejimi tarafından reddedilmesi, maalesef bizim endişelerimizi haklı çıkaran gelişmelerin olmasına yol açtı. Muhalifler an itibarıyla Şam’ı ele geçirmiş durumdalar. Esed rejimi çökmüş durumda, Esed ülkeyi terk etmiş durumda, biz bundan sonra Suriye’nin yaralarının sarılması için, birliğinin, bütünlüğünün, güvenliğinin sağlanması için ne yapabiliriz el birliğiyle şu anda onun mücadelesi içerisindeyiz” ifadelerini kullandı.
Dünden itibaren bölge ülkeleri ve uluslararası aktörlerle çalışmaya başladıklarını kaydeden Fidan, “Özellikle bölge ülkeleriyle işbirliğimiz önemli. Irak ve Türkiye, Suriye ile uzun sınırları olan iki ülke. Özellikle beraber koordinasyonumuz önemli. Ürdün, Suudi Arabistan ve Katar bu noktada bizim için önemli partnerler. Bunlarla da çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Amerika ile görüşmelerimiz devam ediyor. Özellikle terörizm ve güvenlik konularındaki hassasiyetlerimizi paylaşıyoruz. Önümüzdeki günler, özellikle geçiş süreci, bu konuda inşallah Suriye halkını daha güzel günlerin beklediğini hep beraber göreceğiz” şeklinde konuştu.
Rusya dışişleri bakanlığı: “Esad görevi devretme ve ülkeyi terk etme kararı aldı”
Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından Suriye’de Esad rejiminin devrilmesinin ardından yapılan açıklamada, “Esad görevi devretme ve ülkeyi terk etme kararı aldı” denildi.
Rusya’dan Suriye’nin devrik lideri Beşar Esad’ın son durumuyla ilgili yazılı açıklama geldi. Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Suriye’de yaşanan dramatik olayları yakından takip ediyoruz. Beşar Esad, Suriye topraklarında silahlı çatışmaya katılan bazı taraflarla yaptığı görüşmelerin ardından başkanlık görevinden ayrıldı ve Suriye'de iktidarın barışçıl bir şekilde devredilmesi talimatını vererek ülkeyi terk etti. Rusya müzakerelere katılmadı. Bununla beraber, müdahil tüm taraflara, şiddet kullanmayı reddetme ve tüm idari sorunları siyasi yollardan çözme çağrısı yapıyoruz” denildi.
“Kapsayıcı bir siyasi süreç oluşturma çabalarını destekliyoruz”
Rusya’nın Suriye’deki taraflarla temas halinde olunduğunun da altı çizilen açıklamada, “Rusya, Suriye muhalefetinin tüm grupları ile temas halindedir. Suriye toplumundaki tüm etnik ve mezhepsel güçlerin görüşlerine saygı gösterme çağrısı yapıyoruz, BM Güvenlik Konseyi'nin oy birliğiyle kabul edilen 2254 sayılı kararına dayalı kapsayıcı bir siyasi süreç oluşturulmasına yönelik çabaları destekliyoruz” ifadeleri kullanıldı.
“Suriye topraklarındaki Rus askeri üsleri yüksek askeri teyakkuz durumunda”
Suriye’deki Rus vatandaşları ve askeri üslerdeki askeri birimlerin durumlarına dair de yapılan açıklamada, “Aynı zamanda Suriye’deki vatandaşlarımızın can güvenliğinin sağlanması için gereken tüm önlemler alınıyor. Suriye topraklarındaki Rus askeri üsleri yüksek askeri teyakkuz durumunda. Şu anda onların güvenliklerine yönelik ciddi bir tehdit bulunmuyor” denildi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, devrik lider Esad’ın nerede bulunduğuna dair ise bilgi vermedi.