HABER/Çağlar Çağatay
Sempozyum, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un ve kültür sanat dünyasından birçok ismin katılımıyla Rixos Tersane İstanbul'da gerçekleştirildi.
Program kapsamında 88 yaşındaki fotoğraf sanatçısı İzzet Keribar'ın Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi fotoğraflarından oluşan sergi de katılımcıların beğenisine sunuldu.
Açılışta konuşan Keribar, "Bir Keribar Fotoğrafı" belgeselinin yapımına destek veren herkese ve eşine teşekkür ederek, Ayasofya fotoğraflarından oluşan sergisinin aynısının Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde de açıldığını söyledi.
Keribar, fotoğraf sanatının kendisi için sadece bir meslek olmadığını belirterek, "Fotoğraf sanatını, hayata dair duygularımı, düşüncelerimi ve gözlemlerimi ifade etmenin en güçlü yolu olarak düşünüyorum" dedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı himayesinde düzenlenen Analogdan Dijitale Fotoğrafın Yolculuğu Sempozyumu'nun açılışına katıldı.
Konuşmasında, içinde bulunulan çağın açlık, susuzluk, iklim krizleri, göç ve salgınlar gibi sorunlarına değinen İletişim Başkanı Altun, programın devamında fotoğraf sanatçısı İzzet Keribar'ın hayatını anlatan belgeselin gösteriminin yapılacağını, bu belgeselde geçmişin de pek iç açıcı olmadığının görüleceğini anlattı.
Altun, Keribar'ın 1940'ların Türkiye’sinden bugüne uzanan tarihin canlı bir tanığı olduğunu belirterek, "Bir taraftan onun sanatsal üretimlerine şahitlik ediyoruz. Bir taraftan belgeseli izlediğimizde modern Türkiye tarihine de şahitlik etmiş olacağız. İzzet Bey'in, 1936 senesinde İstanbul Gümüşsuyu'ndaki Ayaspaşa Palas'ta başlayan öyküsünde kuşkusuz büyük mutluluklar da var, öte yandan dedesi Arslan Bey'in varlık vergisi adı altında uğradığı zulüm de var. Sonra, 2. Dünya Harbi yıllarının kıtlığı, ekmek karneleri ve korku dolu anları da var. Kore Harbi zamanları da var. Dahası maalesef 6-7 Eylül Olayları da var. Muhtıralar var, darbeler var" diye konuştu.
İletişim Başkanı Altun, sempozyuma ismini veren "Analogdan Dijitale Yolculuk" kavramına dikkat çekerek, "Kavramın, fotoğraf sanatı adına ne anlam ifade ettiğini, birazdan başlayacak oturumlarda birbirinden kıymetli isimlerden, uzmanlardan dinleyeceğiz ancak kavramın yani analogdan dijitale dönüşümün bizler için fırsatlar kadar krizleri de içinde barındırdığını bilmemiz gerekir. Elbette bu fırsatlara karşı, analogdan dijitale dönüşüm sürecine cesaretle yaklaşacağız, elbette bu fırsatları kullanmaya gayret edeceğiz. Fakat bir taraftan da ihtiyatlı bir şekilde bu dönüşümle birlikte karşı karşıya kaldığımız meydan okumaları ele alacağız ve meydan okumalara çözümler üretmeye çalışacağız." ifadelerini kullandı.
Konuşmasının devamında Keribar'ın çalışmalarına dikkati çeken İletişim Başkanı Altun, "Elinde fotoğraf makinesiyle 70'ten fazla ülke gezen ama en çok Türkiye'yi seven, Türkiye için dertlenen, en zor dönemlerde dahi asla vatanını terk etmeyi düşünmeyen büyük fotoğraf sanatçısı İzzet Keribar Beyefendi, bu duruşuyla tam da bizim ihtiyaç duyduğumuz millî birliğin, millî duruşun sanat alanında nasıl karşılık bulduğunun somut tezahürüdür" ifadelerini kullandı.
Us ta fotoğrafçı Keribar'dan İletişim Başkanı Altun'a anlamlı hediye
Sempozyumda açılış konuşması yapan İzzet Keribar da sanatına olan tutkusunun peşinde koşmaya devam edeceğini söyledi.
Keribar, kendisine ait 1950 model elle kurmalı Zeiss Ikon Nettar marka çalışır durumdaki körüklü fotoğraf makinesini günün anısına İletişim Başkanı Altun'a hediye etti.
İletişim Başkanı Altun, hediye takdiminin ardından Keribar'ın eserlerinden oluşan "Bir Keribar Fotoğrafı" sergisini gezdi. Keribar, İletişim Başkanı Altun'a eşlik ederek çektiği fotoğrafların hikâyelerini anlattı.
Sempozyumun ilk oturumu "Fotoğrafçılığın Dünü, Bugünü ve Yarını" başlığıyla, İletişim Başkanlığı Süreli ve Süresiz Yayınlar Koordinatörü Hilal Turan'ın moderatörlüğünde yapıldı.
Oturumda konuşan foto muhabiri ve belgesel yapımcısı Coşkun Aral, fotoğrafın icadından çok kısa bir süre sonra Türk fotoğrafçılarının Osmanlı coğrafyasında bir yol öyküsü yaptıklarını belirterek, "Malta'dan başlayıp Filistin'e, Mısır'a, oradan Anadolu topraklarına uzanan bir yolculuk bu. O dönemde çok güzel portreler çekmişler. Bahsettiğim yıllar 1840'lar, 1850'ler." diye konuştu.
Aral, Kırım Savaşı sırasında ilk kez cepheye fotoğraf makinesinin götürüldüğüne işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birinci Dünya Savaşı, yine fotoğrafın olduğu bir dönem ama foto muhabirliğinde dünyanın karanlık yüzü olarak tanımladığımız travmaların, toplumsal acıların, insanoğlunun içine düştüğü o vahşi ortamların fotoğraflanmasının en iyi olduğu dönem 2. Dünya Savaşı. Çok farklı cephelerde, teknolojinin getirdiği imkânlarla, daha kolay taşınabilir makinelerle acıya tanık olmuşlar. İnsanın içine düştüğü korkunç durumu bilmeyenlere aktarma misyonunu yüklenmişler. O dönemdeki fotoğrafların etkisi önemli."
Filmlerden öte yaşananları anlatmada fotoğrafın gücünün daha etkileyici olduğunu söyleyen Aral, Vietnam Savaşı'ndan sonra İran-Irak Savaşı sırasında foto muhabirliğine başladığını anlattı.
Aral, 1981'de Kuzey İrlanda'da, 1982'de Lübnan'da bugün Filistin'de yaşanan acı olayların benzerlerini fotoğrafladığını dile getirerek, Gazze'de yaşanan soykırımın da en iyi şekilde fotoğraflarla dünyaya duyurulabileceği görüşünü paylaştı.
"Dijital görüntünün fotoğraf olabilmesi için bazı özellikler gerekli"
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı da 1968'den beri Eczacıbaşı bünyesinde her yıl fotoğraf yıllıkları yayımladıklarını belirterek, fotoğraf tutkusunun öğrencilik yıllarında başladığını ve hobi olarak fotoğraf çektiğini söyledi.
Kendisini sokak fotoğrafçısı olarak tanımlayan Eczacıbaşı, fotoğrafın bir hikâye anlatmasının gerektiği görüşünü paylaştı.
İlk oturumda ayrıca Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halis Ozan Bilgiseren ile Anadolu Ajansı (AA) foto muhabiri Özge Elif Kızıl konuşma yaptı.
Sempozyumun "İnsani Krizlerin Objektife Yansıması" başlıklı 2. oturumunda da İletişim Başkanlığı Kurumsal İletişim Koordinatörü Sümeyra Değirmenci'nin moderatörlüğünde, Cumhurbaşkanlığı Foto Film Şube Müdürü Murat Çetinmühürdar, foto muhabiri Belal Khaled, Wolfgang Schwan ile Aytuğ Cem Sancar deneyimlerini katılımcılara aktardı.
"Bir Keribar Fotoğrafı" belgeseli izleyiciyle buluştu
"Bir Keribar Fotoğrafı" belgeseli, İkinci Dünya Savaşı'ndan Kore Savaşı'na, 6-7 Eylül olaylarından 1980 darbesine, yakın tarihin pek çok önemli dönüm noktasına bizzat tanıklık eden fotoğrafçısı İzzet Keribar'ın hayatını ele alıyor.
Beyoğlu, Eminönü ve Büyükada üçgeninde Musevi bir ailenin yaşamı üzerinden dönemin siyasi iklimini ve sosyolojik dönüşümünü izleyicilerin dikkatine sunan belgeselin yapımcılığını Vildan Mumcu Özol'un yanı sıra Gökhan Mumcu üstlendi.
Görüntü yönetmenliğini Aydın Kapancık ve Barış Kılınç'ın gerçekleştirdiği yapımın müziklerini ise Murat Tuğsuz hazırladı.
Coşkun Aral'ın danışmanlığında çekilen belgeselin, senaryo tasarım ve editörlüğünü de Azade Aslan Kalaycı yaptı.