Betül Güngör tarafından kaleme alınan ve Meneviş Yayınları tarafından Distopya Pasaportu adıyla basılan roman, tüm dünyanın mülteci durumuna düşürülmesini konu alıyor. Yüz yıllar öncesi gibi yeniden çadırlarda yaşamaya başlayan insanlık, dilini-geleneklerini hatta ismini bile unutuyor. Küçük bir azınlıksa yer kürenin tüm mirasını alarak, kendine uzayda yeni bir yaşam alanı arıyor.
Öte yandan romanda dünyadaki mülteci sorununun yanı sıra en büyük sektörlerden biri olan insani yardımın etik problemlerine de değiniliyor. Mülteciler üzerinde uygulanan tıbbi deneylere, yasadışı aşılama ve mülteci çocukların kaçırılması gibi günümüzde yaşanan birçok soruna da vurgu yapılıyor.
Farklı bir yazım tekniği kullanılan kitapta, ülke ve yer isimleri yok. Hikayenin ana kahramanı yok. Birbirinden bağımsız olarak yaşayan karakterler, ana hikayede birbirine bağlanıyor.
Kitabın arka kapak yazısı
Dilleri, inançları, gelenekleri, aidiyetleri yok. Kimliklerin, pasaportların hiçbir anlamı yok. Mülteci ırkı oldular.
Uğruna savaştıkları her şey, “mülteci” olmalarını hızlandırdı.
Kimse bir diğerinden önemli değil. Zamana asılı kalıyorlar. Dünya’da göz yumdukları ne varsa, gözlerinin önünde.
Korunaklı evlerde, güçlü ülkelerde konforla yaşadıklarını sanarken, kapıları birer birer çalındı.
Dünyanın tamamını çadırda yaşatmaya karar verenler; kültürel mirasları, tarihi eserleri, hazineleri, dünyada yeşeren tüm güzellikleri alarak; uzayda yeni bir yaşam alanı inşa edecekler. Bu distopyayı yaşar mısınız?
Betül Güngör Kimdir?
Betül Güngör, Ankara’da doğdu; Ankara’da yaşıyor. İlk yazısı 11 yaşında yayınlandı. O günden sonra bir çok dergide köşe yazarlığı ve editörlük yaptı. Ulusal bir gazetede yazdı. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesinde Radyo, TV ve Sinema okudu.
Mezun olunca, STK’larda basın danışmanı olarak işe başladı. Daha sonra TV haber muhabirliği, program sunuculuğu, kurumsal iletişim uzmanlığı ve bürokratik metin yazarlığı gibi görevler üstlendi.