İklim anlaşmalarıyla şehirler birer açıkhava hapishanesine çevrilmek isteniyor. Plana göre her vatandaşa bir karbon kotası verilecek. Her üründe belirlenen karbon kotasını aşan insanlar ev hapislerine alınacaklar. Bir çok büyük şirket karbon reklamlarına başladı bile…
TOLGA SAÇIKARALI
Türkiye’de, Paris İklim Anlaşması 7 Ekim 2021 tarihinde bir kararnameyle onaylandı. 2024’te ise Meclis'ten geçirildi. 2023 Ekim ayında çıkarılması planlanan kanun, aleyhinde 1 milyon imza toplanınca ertelenmişti. 2025 itibariyle ise iklimle ilgili her konuda altyapı çalışması tamamlandı. Peki, yasa bizi nasıl etkileyecek? Öncelikle aldığımız nefesin vergisi alınacak. Çünkü BM’ye göre nefes alırken dünyaya karbon salıyoruz. Yediğimiz yumurtanın, içeceklerin, her gıdanın üstüne karbon vergisi eklenecek. Sonra da tüm vatandaşların tükteceği ürünler kısıtlanacak. Kotayı aşanlar ise ev hapsine alınacak.
KÜRESEL ISINMA BAHANESİ
Karbon limit aşımlarını kontrol etmek için nakit paranın tamamen ortadan kaldırılması gerekiyor. Böylece dijital olarak alınan hiç bir ürün takipten kaçamayacak. Mevcut kapitalist düzende kısmi köleliği yeterli görmeyen şeytanın uşakları, insaları tamamen köle haline getirmek istiyor. Karbon takibinin bahanesi ise küresel ısınmayı önlemek. Ancak son verilere göre dünya küresel soğumayla karşı karşıya. Isı ölçümlerin yapılmaya başlandığı 1957'den bu yana en soğuk 6 aylık dönemin 2020-2021 kışında yaşandığı ortaya çıktı. Kuzey Kutbu'ndaki deniz buzunun 2012'deki en düşük seviyesinin 1,35 milyon kilometrekare genişleyerek 4,92 milyon kilometrekareye ulaştığı tespit edildi. Tüm dünyanın temkinli yaklaştığı iklim kanunlarına Türkiye’nin bu kadar hızlı adapte olması ise uzmanları şaşırtıyor.
İKLİMİ İNEKLER Mİ BOZUYOR?
İklim kanununda yer alan şehirlerin iklim dirençlerinin artırılması, emisyonların yönetilmesi, su ve gıda güvenliğinin sağlanması gibi başlıklar kulağa güzel geliyor. Ancak kanunların tam metinleri kamuoyuyla paylaşılmıyor. Şehirlerin tüm mimarilerisi sil baştan değiştirilebilir. Köylerin mahalle yapılması ile azalan hayvancılık bazı illerde resmen yasaklandı. 4 milyon 148 bin hayvan varlığı olan Konya’nın 19 ilçesinde yeni büyükbaş hayvancılık işletmesinin açılması yasaklandı. Türkiye’de 24 yapay et fabrikasının kurulduğunu bakanlık yalanlasa da çıkan yasalar devlete olan güveni zedeliyor.