İzleyici sayılarındaki düşüş ve gişe gelirlerinde yaşanan sarsıcı gerileme, sinema sektörünü tarihinin en zorlu sınavlarından biriyle karşı karşıya bıraktı. 2025’in ilk çeyreğindeki izleyici sayısı son 10 yılın altında kaldı. Sektörde soğuk duş etkisi yaratan istatistikleri yorumlayan
Yapımcı Kemalhan Balçık, “Biz artık gişeye film yapmıyoruz, platforma yapıyoruz. Salonlar yalnızca birkaç türde, çoğunlukla animasyon ya da komedi filmleriyle izleyici çekebiliyor. Orta bütçeli, yaratıcı, bağımsız filmlere artık yer kalmadı. Seyirci, risk almak istemiyor. Zaten sinema kültürü zayıflamıştı; pandemi sonrası bu düşüş neredeyse kalıcı hale geldi” ifadelerini kullandı.
Gişe rakamları son 10 yılın en düşüğünde
Box Office Türkiye’nin verilerine göre toplam izleyici sayısı 2024’te ilk çeyrekte 14,3 milyon iken, bu rakam 2025’in aynı döneminde 8,7 milyona düştü. Yani 5,5 milyonluk bir izleyici kaybı yaşandı. Yabancı filmler kadar Türk yapımları da bu düşüşten nasibini aldı. Hatta yerli filmlere olan ilgi yüzde 49 oranında azaldı. 2024’te Türk yapımlarında film başına 154 bin 698 kişi düşerken, bu rakam 2025’te 86 bin 429’a kadar indi. Başrollerinde Angelina Jolie ve Haluk Bilginer’in yer aldığı büyük prodüksiyonlu "Maria" filmi bile gişede yalnızca 131 bin 721 kişilik bir izleyiciye ulaşabildi. Yabancı yapımlardan Kirpi Sonic 3 ise 614 bin 83 izleyiciyle ilk çeyreğin en çok izlenen yabancı filmi oldu. Türk yapımı filmler arasında "Rafadan Tayfa: Kapadokya", 2,2 milyon izleyiciyle zirveye otururken, onu 700 bin 803 ile "ŞamPİYONlar" ve 652 bin ile "Kardeş Takımı 2" takip etti. Ancak bu başarılar, genel tablodaki karanlığı aydınlatmaya yetmedi.
“Şişirme bütçeler yatırımcıyı ve izleyiciyi uzaklaştırıyor”
Sinema istatistikleri incelendiğinde 2025 yılının ilk çeyreğindeki izlenme sayısının son 10 yılın altında kaldığını ve önemli bir gerçekliği gösterdiğini belirten KEM Yapım’ın sahibi ve Yapımcı Kemalhan Balçık, “Şişirme bütçeler, yatırımcıyı sinemaya küstürürken aynı zamanda izleyicinin de güzel ve alternatif yapımlarla buluşmasını engelliyor. Sırf çekmek için çekilen, duygudan ve gerçeklikten uzak, galası gişesinden fazla olan filmler ne yazık ki son 10 yılın en düşük izleyici sayısına neden oldu. Türk sinemasının izleyici sayısı bakımında son 10 yılın altında kalması bize sektördeki görmemiz gereken bir sonucu açığa çıkartıyor. Yönetmeninden senaristine kadar yapımın gerçekleşmesine katkı sunan sektör çalışanlarının neredeyse klişeye dönen romantik komedi türünde içerik üretmesi, çeşitliliği engellerken izleyicide de bıkkınlığa neden oluyor. Çünkü izleyici farklı türler ve alternatif filmler de izlemek istiyor. Ne yazık ki sektördeki klişeleşme ve kirlilik izleyici kaybettiriyor” şeklinde konuştu.
“Yapımlarımızla sektöre heyecan katacağız”
Kendisini sinema sektörüne gönül vermiş bir yapımcı olarak tanımlayan Balçık, “Biz, KEM Yapım olarak hızlı bir giriş yaptığımız bu sektörde, dönen tüm kirli dolapların farkındayız ve bu sayede izleyiciyi yeniden sinemayla buluşturacak güzel yapımlarla sektöre ivme kazandıracağımızdan eminiz. Önümüzdeki günlerde hem oyuncu hem de yapım kadrosuyla kamuoyuna açıklayacağımız projelerimizin sektöre yeni bir soluk ve heyecan katacağını düşünüyor ve hedefliyoruz” diye konuştu.
“İzleyiciye sebep sunmalıyız”
Sektörün önemli şirketlerinden KEM Yapım’ın sahibi Kemalhan Balçık, yaşanan düşüşün tek bir nedene indirgenemeyeceğini söyleyerek, “Pandemi sonrası salonlara dönüşün umut verici olacağı düşünülüyordu ancak dijital platformlar, seyir alışkanlıklarını köklü şekilde değiştirdi. İzleyici artık ev konforundan vazgeçmiyor. Ayrıca içerik kalitesinde bir doygunluk söz konusu. İzleyiciye sinema salonuna gitmek için bir sebep sunmalıyız” yorumunda bulundu.
Öte yandan ekonomik krizin de sektörü doğrudan etkilediğini vurgulayan Balçık, “Bilet fiyatlarında yüzde 45 artış yaşandı ama bu gelir kayıplarını telafi etmeye yetmedi. Asıl sorun şu: 2024’teki izleyici seviyesini yakalayabilseydik, bu yılın ilk çeyreğinde 2,6 milyar TL’lik bir gişe geliri bekleniyordu. Oysa gerçekleşen rakam 1,1 milyar TL’de kaldı” dedi.
“Yeni hikayeler yazılmalı”
Sektördeki daralmanın önüne geçilebileceğini ifade eden Balçık şunları söyledi: “2015-2018 arasında altın çağını yaşayan sektör, 2021 sonrası toparlanmakta zorluk çekiyor. 2025’in ilk çeyrek rakamları ise bu gidişatın hala tersine dönmediğini kanıtlıyor. Seyirci kaybının kalıcı hale gelmemesi için sinema sektörünün yalnızca içerik değil, izleme alışkanlıklarını da yeniden tasarlaması gerekiyor. Sektördeki daralmanın önüne geçilebilir. Ancak kamu desteği gerekiyor. Yeni hikâyeler yazılmalı. Sinemaya gitmek yeniden bir alışkanlık, bir ihtiyaç haline getirilmeli. Yoksa salonlar yalnızca nostaljiye hizmet eder.”
“SİNEMA ÖLMEDİ AMA HASTA”
“Evet, sinema ölmedi. Ama hasta. Hem de ağır hasta. Ve iyileşmesi için sadece yapımcıların ya da yönetmenlerin çabası yetmez” diyen KEM Yapım Sahibi ve Yapımcı Balçık, kurumların, seyircinin, sektör çalışanlarının, elini taşın altına koyması gerektiğini söyledi. Balçık, “Bir strateji geliştirilmezse, her yıl bu düşüşü konuşacağız. Devlet destekleri, festival teşvikleri ve seyirciyi salona çekecek kampanyalar gerekiyor. Yoksa sinema kültürü yalnızca nostaljide kalacak” dedi.
Sinema salonlarının yeniden cazip hale gelmesi için sektörün kolektif hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Balçık ifadeleri kullandı:
“Biz artık gişeye film yapmıyoruz, platforma yapıyoruz. Salonlar yalnızca birkaç türde, çoğunlukla animasyon ya da komedi filmleriyle izleyici çekebiliyor. Orta bütçeli, yaratıcı, bağımsız filmlere artık yer kalmadı. Seyirci, risk almak istemiyor. Zaten sinema kültürü zayıflamıştı; pandemi sonrası bu düşüş neredeyse kalıcı hale geldi.”
