AL SANA CHP MODELİ BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ!

Ülkemizin bi dünya gündem maddesi varken, neden hergün CHP'yi gündem ediyoruz suali haksız bir sitem değil.
Ne ki; Bu suale cevap vermek için birkaç olayı nakletmekte fayda var. Zira soru zaten cevabını bulmuş olacak.
Malumunuz olduğu üzere, ülkesini yurtdışında bulduğu her platformda ve fırsatta şikayet etmek CHP'li yöneticiler için geleneksel bir rutine dönüştü.
Özellikle "Demokrasi ve basın özgürlüğü" üzerinden defaten şikayet ettiler!
Nerede?
-Paris'te, Londra'da, Brüksel'de, hatta Washington'da!
Eski Genel Başkan Kılıçdaroğlu'ndan, İBB Başkanı İmamoğlu'na varıncaya kadar kimin yolu gurbete düşse hemen başladı geldiği yeri kötülemeye...
Geçtiğimiz haftalarda bilirkişi ile yaptığı telefon konuşmasını kayda alıp izinsiz yayınlayan bazı CHP yandaşı gazeteciler hukuk önünde hesap vermeye çağrılıp, kanun mucibince tutuklandığında feryadı bastılar. Demokrasi dağa kaçtı, laiklik suya düştü, özgür basını inek içti ve koptu kıyamet!..
Şimdi bu burada kalsın. Bakalım CHP'nin özgür basın anlayışı ne durumda:
Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçaslan bir köşe yazısında, Suriye'de rejim artığı, İran destekli Nusayri teröristleri tel'in eden ve orada yaşanan hakikate ilişkin önemli açıklamalarda bulunur.
Bunun üzerine CHP'li Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, bir meydanda yaptığı konuşmada tam olarak CHP'nin özgür basın vizyonunu aşikar eder.
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Suriye'de akan kanın derhal durdurulması gerektiğini belirterek, "Cumhurbaşkanına sesleniyorum, Colani denilen kişi hakkında madem sözün geçiyor, hemen arayacaksın onu, talimat vereceksin" emir kipi ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hadsizce talimat yağdırdıktan sonra lafı Yenişafak yazarı Kılıçarslan'a getirerek "Senin o dilini kesmezsem, sana güneş yüzü gösterirsem Allah belamı versin" gibi ucube bir dille bir Milletvekiline yakışmayacak şekilde tehditler yağdırdı.
Al sana basın özgürlüğü vizyonu!
Dil kesmek nedir yahu!
Yani bir CHP iktidarında muhalif gazetecilerin dilini mi keseceksin Ali Mahir!?
Dil kesenlerin örneğini Suriye'de çok gördük 'Şebbiha milisleri ve katil Esed'in El muhabberat canileri binlerce sivilin sadece dilini kesmekle kalmadı, kafalarını biriketlerle ezerek katletti. Bunu anlarız zira bu caniler katil ve işkence ederek öldürmek için tutulmuş Baas rejiminin tetikçisiydi.
Sayın Ali Mahir Başarır'a soruyorum: Siz bir millet vekilisiniz, Milletvekili tanımı arasında bildiğimiz kadarıyla dil kesme yok. Kılıçaslan'ın dilini ne ile keseceksiniz, bıçakla mı, satırla mı?
Anlamakta zorlandığım bu ruh hali ve nefretin sebebi ne olabilir ki?
Bir gazeteciye düşüncesini ifade ettiği için kendince dil kesme cezasına hükmeden ve infazını da bizzat kendi eliyle gerçekleştireceğini beyan eden bir siyasetçi ve Milletvekili, Türkiye'nin ana muhalefet partisinin de gurup başkanvekili!
CHP'nin basınla imtihanı ve kırdığı cevizler bununla sınırlı değil elbette!
28 Şubat sürecinde sadece başörtülü öğrencilerinde üniversitede okuyabilmelerini savunduğum için hapse atıldığımda ben ve benim gibi düşünce suçundan zamanın DGM'sinde yargılanan gazeteciler için bırakın destek vermeyi "Oh olsun iyi oldu" diyenleri bile oldu!
Bunların tüm özgürlükleri kendileri gibi düşünen ve yaşayanlar için geçerlidir.
Başkasına yaşam hakkı tanımayan bir dünya görüşü ve ideolojisi var maalesef.
Kendileri her türlü suçu işleyebilir ama asla hesap vermezler. Çünkü bu ülke babalarının malı, kendileri efendi 85 milyon köle!
Hadi oradan!
De yürü git!
Geçti o günler geçti!..
Seçkincilik dönemi bitti beyefendi. Artık yeni Türkiye var ve herkes kanunlar önünde eşittir.
İçi boş "Çağdaş demokrasi" teraneleriniz işe yaramıyor.
Son söz: Bir Milletvekilinin, bir gazeteciyi dilini kesmekle tehdit etmesi Gazi meclisimizin Şahsi manevisini rencide etmiştir.
Zorba bir dil kullanarak meslektaşım İsmail Kılıçarslan'ı tehdit eden bu milletvekilinin söz konusu eylemini, bir gazeteci olarak tüm zerrelerimle kınıyorum..