İstanbul
KAPALI
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

İçimizdeki İsrailliler

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

En başından belirteyim; Yazının konusu ülkemizde barış içinde yaşayan, milli menfaatlerimize ve milli hassasiyetlerimize duyarlı Musevi vatandaşlarımız değildir.

Başlıktan yola çıkarak “Yahudi düşmanlığı” tezlerini en baştan reddederek başlamak istedim.

Yahudi düşmanı değilim. Katil Siyonist İsrail ve Siyonizm düşmanıyım…

Zira dünyanın her yerinde barış içinde yaşamayı ilke edinmiş ve İsrail’in barbarca katliamların karşı çıkan ve meydanlarda ters kelepçe edilmek pahasına Filistin bayrağı taşıyarak İsrail’i protesto eden vicdan sahibi Yahudilerin olduğunu biliyorum, biliyoruz ve görüyoruz..

ABD’ ve Avrupa’da yaşayan “Tevrat Yahudileri” nin deyimiyle “İsrail Yahudileri temsil etmiyor!”

İsrail, Siyonist ve ceberrut bir ‘Arz’ı Mev’ud’ sapkınılığını kendisine gaye edinmiş, psikopat, katil ve her türlü tezviratı bu amaç doğrultusunda kendisine helal kılmış, çocukları, hamile kadınları bile katletmeyi ibadet sayan sapkın ve katil bir teolojik yapıdır.

Tabiri yerindeyse bu sapıklar güruhunun şeriat yapılanmasıdır.

Ve fakat; Tüm dünya insanlığının vicdanında ve uluslararası hukuk kurallarına göre “Soykırımcı ve katildir İsrail!”

Sosyal medya üzerinden uzun zamandan bu yana işlenen ve Türkiye Gazetesinin maşetten duyurduğu bir haber de, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı  veya çifte vatandaşlığı bulunan 4 Bin yahudinin, İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırıma bizzat İsrail saflarında katılarak bu cinayetlere iştirak ettiğini yazdı.

Bu korkunç bir olay!

Ülkemizin şerefli vatandaşlığını taşıyan hiç kimse bu kadar alçakça bir eylemin, iğrenç çocuk cinayetlerinin bir parçası olamaz!

Üstelik, yüce devletimizin Filistin mücadelesine verdiği destek ve uyguladığı Milli dış politika ortada iken!

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, Katil İsrail’i “Terör Devleti” ilan etmesi ve HAMAS’ı Kuva-ı Milliye olarak ilan etmesi, devletimizin İsrail politikasının bel kemiğini oluşturmaktadır.

Hal böyle iken; Ülkemizin pasaportunu taşıyan ve İsrail’de katiamlara dahil olan bu kişilerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkartılması hususunda yetkililerimiz herhangi bir işlem başlatmış mıdır merak ediyorum.

Ulusal gazete haberlerine konu olan ve soykırım suçuna iştirak ettiği iddia edilen bu kişilerin tespiti ve gerekli yasal işlemlerin başlatılması elzemdir.

Öte yandan; İdeolojik farklılıkları ve düşünsel ayrılıkları din düşmanlığı eksenine taşıyan kimi aydın, entelektüel, gazeteci ve yazar taifesi var ki; İçlerinde biriktirdikleri Erdoğan düşmanlığını “HAMAS düşmanlığı olarak kusmaktadır!”

Erdoğan neredeyse tam tersi istikamette saf tutan bu zihniyet, özde Allah ve İslam düşmanlığını Erdoğan düşmanlığı üzerinden yürüten bu taife, Siyonist İsrail’in barbarca vahşetlerini dahi “Ama Hamas’ta…” cümleleri üzerinden aklayarak utanmadan HAMAS direniş örgütünü ve Gazze’de kendi vatanlarını savunan Kassam Tugayı ve diğer direnişçileri terörist olarak yaftalıyorlar.

Aslında bu güruhun derdi sadece ideolojik ve fikirsel ayrılıklar değil elbette!

Siyonist çete tıpkı ABD ve muhtelif birçok ülkede olduğu gibi, bizim ülkemizde de bu nev’i şahsiyetsizleri ya parayla, ya da başka şeylerle satın alarak mankurtu yapmış ve gerektiğinde aparat olarak kullanmaktadır.

Ez cümle; Ülkemizde düşünce özgürlüğü var. Elbette herkes kendi düşünce ve fikirlerine hizmet edebilir. Düşüncesini, ideolojisini sonuna kadar savunabilir. Buna hiç kimsenin itirazı olamaz.

Ancak; Son 10 aylık süreçte, tüm dünyanın gözünün önünde ve canlı yayınlarda izlete izlete masum bebeleri, hamile kadınları ve sivil insanları binlerce ton bombalarla katleden, yakan ve yıkan katil İsrail’i desteklemek veya aklamaya çalışmak asla meşru değildir ve olamaz!

İsrail’i desteklemek bir yana, muhabbet duymak bile soykırım ve katliamlarına ortak olmaktır!

Bu konuda yetkililerimize bir çağrıda bulunmak istiyorum; “Nasıl ki, Almanya ve benzeri Siyonist destekçisi ülkelerde katil İsrail’e karşı çıkmak ve Filistin’e destek vermek suç kapsamında değerlendiriliyor.

Bizim ülkemizde de, İsrail’i desteklemek, övmek ve HAMAS’a terörist demek suç kapsamına alınsın.

 Bahsettiğim her iki konu da çok önemli ve bir an önce adım atılması gereken hususlardır. Zira olası bir bölge ya da dünya savaşında bizi düşmandan önce içimizde ki Siyonist İsraillilerin vuracağından kimsenin şüphesi olmasın.