“Dilde, Fikirde, İşte Birlik!” mümkün mü?
“Dilde, Fikirde, İşte Birlik!” bu basit ama güçlü ifade, İsmail Gaspıralı’nın yalnızca bir sloganı değil, Türk ve Müslüman dünyası için bir yol haritasıydı. Gaspıralı, 19. yüzyılın sonunda Kırım’dan yükselen bir aydınlanma meşalesiyle, yüzlerce yıldır süregelen dağınıklığı ve gerilemeyi sonlandırmayı hedefledi. Bugün, onun fikirleri hâlâ yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor.
Türk dünyası, ekonomik ve kültürel potansiyelini ortaya koymak için ortak hareket edebilecek bir zemine sahiptir. Dilde birlik, iletişim bariyerlerini kaldırır; fikirde birlik, ortak hedefler oluşturur; işte birlik ise bu hedefleri hayata geçirir.
Bugün, Gaspıralı’nın vizyonunu yeniden hatırlamak ve onun mirasını güncellemek, Türk ve İslam dünyası için bir zorunluluktur. Genç nesillerin bu fikirlerle tanışması ve bu idealler doğrultusunda yetişmesi, daha güçlü ve dayanışma içinde bir gelecek kurmanın anahtarıdır.
İsmail Gaspıralı, yaşadığı dönemin sorunlarına cesaretle eğilmiş ve kendi imkânlarıyla bir çözüm sunmuştur. Bugün de onun bu ilham verici hikâyesine kulak vermeli ve “Dilde, Fikirde, İşte Birlik” şiarını yaşatmalıyız. Gaspıralı’nın hayali, sadece geçmişin değil, bugünün ve geleceğin de projesidir.
Kırım’ın büyük evladı Gaspıralı’nın fikirlerini anlamak ve uygulamak, bugün yaşadığımız pek çok sorun için bir çözüm sunabilir. Bu yüzden, onun mirasını yeni nesillere aktarmak hepimizin görevi olmalıdır. Bugün onun hayalini gerçekleştirmek, sadece Türk dünyası için değil, tüm insanlık için daha iyi bir dünya kurmak anlamına gelecektir. Aynı zamanda Gaspıralı’nın çıkardığı Tercüman gazetesinin sloganı da olan “Dilde, Fikirde, İşte Birlik” mefkuresini biraz açalım…
Dilde Birlik
Gaspıralı’nın en büyük hayallerinden biri, Türk halklarının ortak bir dil etrafında birleşmesiydi. Osmanlı Türkçesi ile Kırım Tatarcası arasında bir köprü kurarak sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanmayı önerdi. Çünkü dil, yalnızca bir iletişim aracı değil, aynı zamanda kültürün taşıyıcısıdır. Ortak bir dil olmadan, halklar arasında anlayış ve dayanışma sağlanamazdı.
Bugün Türk dünyasında, Türkiye Türkçesi’nin eğitim ve iletişim dili olarak yaygınlaşması, Gaspıralı’nın vizyonunun bir yansımasıdır. Teknolojinin ve medya araçlarının sınırları ortadan kaldırdığı bu çağda, Gaspıralı’nın önerdiği dilde birlik fikrinin önemi daha da belirgin hale geliyor. Yayın hayatını 35 yıl sürdüren Tercüman gazetesinde bir tarafında Rusça diğer tarafında da aynı haber ve yazılar Osmanlı Türkçesi yer alıyordu.
Fikirde Birlik
Gaspıralı, sadece dillerin değil, fikirlerin de birleşmesini istiyordu. O dönemde Türk ve Müslüman dünyası, Batı’nın bilimsel ve teknolojik üstünlüğüne karşı çözüm arıyordu. Gaspıralı, bu sorunun eğitimle aşılabileceğine inanıyordu. Geleneksel medrese sisteminin yerine “Usûl-i Cedid” adıyla modern bir eğitim modelini hayata geçirdi. Bu model, dini değerleri korurken modern bilimlerin de öğretilmesini amaçlıyordu.
Günümüzde eğitim reformlarına duyulan ihtiyaç göz önüne alındığında, Gaspıralı’nın fikirlerinin hâlâ ne kadar değerli olduğu ortadadır. Türk ve İslam dünyasının genç nesilleri, ortak bir eğitim anlayışıyla evrensel bilgiye ulaşabilir ve dünya sahnesinde daha güçlü bir şekilde varlık gösterebilir.
İşte Birlik
Gaspıralı, dil ve fikir birliğini bir amaç olarak değil, daha büyük bir hedefin aracı olarak görüyordu: İşte birlik. Türk ve Müslüman halklarının ekonomik, siyasi ve kültürel bir iş birliği içinde olması gerektiğine inanıyordu. Onun zamanında ulaşılması zor görünen bu hedef, bugün Türk Devletleri Teşkilatı gibi kurumlarla gerçek bir zemine kavuşmuş durumda.
Ancak bu birlikteliği daha ileriye taşımak için, Gaspıralı’nın işaret ettiği gibi ortak değerler ve amaçlar etrafında kenetlenmek gerekiyor. Bu, sadece devletler düzeyinde değil, bireylerin de katkısıyla mümkün olacaktır.