Büyük turp kim?

Esenyurt ve Beşiktaş Belediye Başkanlarının tutuklanmasının ardından Beykoz belediye başkanı da tutuklanarak cezaevine konuldu.
Üçü de İstanbul'un en büyük ilçe Belediyelerinin başkanları. Üçünün de tutuklanma gerekçesi suç işlemek için örgüt oluşturmak, yolsuzluk yapmak ve ihaleye fesat karıştırmak!
Elbette Esenyurt belediye başkanı Ahmet Özer'in tek tutuklanma gerekçesi yolsuzluk değil, bununla birlikte PKK terör örgütüne üye olmak ve örgüte yardım etmek yataklık yapmak gibi birçok suçlamalar var hakkında.
İlginçtir ki, yıllardır AK Parti iktidarını ve belediye başkanlarını hırsızlıkla yolsuzlukla suçlayan CHP'nin, sadece İstanbul'da 3 tane belediye başkanı yolsuzluk ve hırsızlık iddiasıyla tutuklandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz aylarda bir grup toplantısında önemli bir konuşma yapmıştı. Bu konuşmada CHP'li belediyelere atanan kayyumlara ilişkin atıfta bulunarak “Turpun büyüğü heybede” ifadesini kullanmıştı.
Turpun büyüğü ne zaman çıkacak bilmiyoruz ama Beykoz Belediyesi'nde "Heybeden domates patlıcan ve biber çıktı!"
Adamlar tanker kamyonuyla sebze taşımışlar güya!
Tanker kamyonuyla sebze taşınır mı?
-Elbette taşınmaz!
Fakat burada mevzu zaten sebze taşımak değil ki!
Olmayan sebzeyi taşımış gibi göstermek ve bunun üzerinden yapılan sahte ihalede milyonları iç etmek!
Soygun literatüründe "Mezarlık teslimi" diyorlarmış buna. Yeni öğrendim.
Beykoz Belediyesi'ne açılan soruşturma ve yürütülen dava ve dahi tutuklamaların tamamı, Belediye Başkanının da dahil olduğu birçok yetkilinin yolsuzluk suçuna bulaştığı, ihalelere fesat karıştırdığı ve şahsi çıkar elde ettikleri iddiasıyla gerçekleşmiştir.
Tıpkı daha önce Beşiktaş Belediyesi'nde olduğu gibi ya da Esenyurt Belediyesi'nde olduğu gibi.
Fakat her ne hikmetse İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı Ekrem İmamoğlu, her 3 olayın ardından sokağa fırlamış toplamış olduğu partili kalabalığa konuşma irâd ederek miting düzenlemiştir.
Her 3 olayda da konuşma metni hemen hemen birbirinin aynıdır: "hukuksuzluk, tutuklamalar siyasi, partimize operasyon çekiliyor, arkadaşlarımız haksız yere tutuklanıyor, Çağdaş demokrasi, Mustafa Kemal'in askeriyiz" gibi ifadelerle üste çıkmaya çalışan ve suçunu örtmeye çalışan bir hava vermektedir.
Yani her şey ortada, adam tankerle hayali sebze ve meyve taşıyarak yolsuzluk yapmış devleti dolandırmış yetimin hakkını talan etmiş ve sen kalkıp bu adamı savunmak için elli dereden Su getirip envai türlü hezeyanlarla kamuoyunu manipule etmeye çalışıyorsun. yemezler kardeşim yemezler!
Hem neden savunuyorsun ki yani bir hırsızı savunmanın gerekçesini anlayamıyorum!
Bu psikolojinin iki türlü açıklaması var.
Birincisi körü körüne partili ve meslektaş dayanışması ki çok fazla ihtimal vermiyorum.
İkincisini bir soru olarak sorayım: "Sayın İmamoğlu'nun CHP'li Belediye Başkanlarının tutuklanmasından sonra vermiş olduğu aşırı tepkinin sebebi nedir?
Neden bu kadar agresif davranıyor ki, kendisini doğrudan ilgilendiren bir şey en azından şimdilik yok"
Diyecektim ki; Bugün İBB'ye ait Medya A.Ş'ye yapılan baskın ve bir bilgisayara el konulması olayını hatırlayıverdim...
Devlet elbette tüm bunları boşu boşuna yapmıyor, elbette elinde derin bir araştırmanın uzunca bir soruşturmanın maddi delilleri ve belgeleri mevcuttur. Aksi halde zaten böyle bir iddianame savcılıktan geri döner ve kabul edilmezdi.
Bekleyip göreceğiz Türkiye'de yargı çalışıyor sistem işliyor ve demokrasimiz olmadığı kadar güçlü şekilde ayakta.
En çok merak ettiğim şey ise; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bahsettiği heybeden çıkacak büyük turp!
Bunu bir ülkenin Cumhurbaşkanı söylüyorsa elbette çok önemlidir.
Bakalım heybeden çıkacak turp kim olacak merakla bekliyoruz…