Küresel ulaşımda yeni bir dönem

Dünyanın en büyük metropollerinden biri olan İstanbul, ulaşım alanında attığı cesur adımlarla bir kez daha uluslararası sahnede dikkatleri üzerine çekiyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'nun açıkladığı üzere, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden geçecek yeni demiryolu projesinin finansmanı büyük ölçüde tamamlandı ve ihale süreci yakında başlayacak. Bu proje, yalnızca Türkiye’nin değil, Asya ve Avrupa’nın da lojistik bağlantılarını yeniden şekillendirme potansiyeline sahip.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden geçecek olan demiryolu için Dünya Bankası ile yapılan görüşmelerin olumlu ilerlediğini belirten Uraloğlu, önümüzdeki ay ise ihalesinin yapılacağını duydu. Uraloğlu, "Gebze, Sabiha Gökçen, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, İstanbul Havalimanı, oradan Halkalı'ya kadar inecek olan yaklaşık 120 kilometrelik hattın aşağı yukarı kredisini temin ettik diyebiliriz. Önümüzdeki aylarda ihalesini yapacağız” açıklamasında bulundu.
120 kilometrelik demiryolu hattı
İstanbul, coğrafi konumu itibarıyla Asya ile Avrupa arasında bir köprü olma özelliğini tarih boyunca sürdürmüştür. Ancak, küreselleşmenin hız kazandığı çağımızda, bu stratejik konumu etkin bir şekilde kullanmak için büyük ölçekli altyapı projelerine ihtiyaç duyuluyor. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden geçecek olan yeni demiryolu hattı, bu ihtiyaca cevap veren en önemli projelerden biri olarak öne çıkıyor.
120 kilometre uzunluğundaki demiryolu hattı, Gebze’den başlayarak Sabiha Gökçen Havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve İstanbul Havalimanı üzerinden Halkalı'ya kadar uzanacak. Proje kapsamında yapılacak 29 viyadük, 21 tünel ve 11 aç-kapa geçişiyle, bu hat sadece yük ve yolcu taşımacılığında değil, mühendislik başarısı açısından da dünya çapında ses getirecek.
Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayacak
Marmaray’ın devreye girmesiyle birlikte İstanbul’da kesintisiz bir demiryolu hattı sağlanmış olsa da kent içi taşımacılığın yoğunluğu nedeniyle, yük ve yolcu taşımacılığı için ek bir kapasite ihtiyacı doğmuştu. Yeni demiryolu hattı, bu açığı kapatarak, Avrupa ve Asya arasında ticaret yollarının genişletilmesini sağlayacak. Aynı zamanda, İstanbul’un iki büyük havalimanı olan Sabiha Gökçen ve İstanbul Havalimanı’nı birbirine bağlayarak, hava taşımacılığını da destekleyecek.
Bu proje, yalnızca Türkiye’nin değil, küresel taşımacılık sisteminin de önemli bir parçası olacak. Çin’den Avrupa’ya uzanan modern İpek Yolu’nun önemli bir ayağını oluşturacak olan bu hat, lojistik sektörüne büyük katkılar sunacak. Yük taşımacılığında demiryolunun ön plana çıkması, karayolu taşımacılığına olan bağımlılığı azaltarak çevresel sürdürülebilirliğe de önemli katkılar sağlayacak.
Uluslararası yatırımcılar Türkiye’ye güveniyor
İstanbul’un bu yeni demiryolu projesi, yalnızca bir ulaşım hattı değil; aynı zamanda ekonomik büyümenin, çevresel sürdürülebilirliğin ve küresel entegrasyonun bir simgesi olacak. Türkiye’nin ulaşım projeleri konusunda gösterdiği vizyoner yaklaşım, ülkeyi küresel lojistik merkezlerinden biri haline getirme yolunda hızla ilerletiyor. Dünya Bankası’nın bu projeye finansman desteği sağlaması, uluslararası yatırımcıların Türkiye’nin altyapı hamlelerine duyduğu güveni gösteriyor.