Hedef Türkiye mi?
İran-İsrail arasında olması beklenen savaş senaryoları konuşulmakla birlikte, İran'ın yapacağı cezalandırmanın boyutu da dünya kamuoyunda tartışılıyor.
İran bugün birkaç edit ve fotoğraf paylaşarak intikam yeminini tekrarladı ve İsrail'e büyük bir saldırı yapacağını deklare etti.
Etti etmesine ama daha önce de benzer şeyleri söylemişti ve tümü lafta kalmıştı
İran, İsrail'e gerçekten zarar verecek bir saldırı yapar mı bilmem.
Ancak bugün satır aralarında kaybolan bir haber vardı.
Haber aynen şöyleydi; Netanyahu, siyonist lobiyle görüştü. Görüşmede 'Türkiye'nin de dahil edildiği bir bölge savaşının zamanı geldi.' dedi.
7 Ekim'den bu yana ABD ve İsrail'in savaşın bölgeye yayılması konusunda aynı düşünmediği konuşuldu. İsrail'in, ABD'yi savaşın içine çekmek için İran kartını kullandığı ve bunda da her seferinde muvaffak olduğu tartışıldı.
ABD, bölgesel bir Savaş istemediğini beyan ediyor fakat İsrail'in her saldırısından sonra 'İsrail'i savunacağız ' klasiğini deklare ediyor.
Bu gerginliğin ekonomik yansımaları ABD ve Batı ülkelerinde hissedilmeye başladı.
ABD, olası bir resesyon tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir.
Bugün borsalarda ciddi kayıplar yaşandı.
Tüm bu olumsuzluklar içerisinde Netanyahu'nun, siyonist lobiye "Türkiye'nin de içinde olacağı bir bölgesel savaşın zamanı geldi" sözünün dikkat edilmesi gereken bir tehdit olduğu aşikar.
Sınır ötesi suikastlarda dahil olmak üzere her türlü kirli tezgahı icraata dökme potansiyeline sahip siyonist yapının "Türkiye" tehdidi ciddiye alınmalı.
İngiltere, birkaç günden bu yana ırkçı saldırganların sokak olaylarına sahne oldu. Bu hadiselerin Siyonistlerden bağımsız olmadığını düşünüyorum.
Yeni İngiltere Başbakanı'nın siyonistlerin işine gelmeyen açıklamalarını hatırlamakta fayda var.
Ez cümle; Türkiye, insan temelli dış politikası ile bölgede barışın anahtarı konumunda.
Anti siyonist ve anti emperyalist duruşu, sayın Cumhurbaşkanımızı İsrail'in korkulu rüyası yapıyor.
Terörist örgütün sözde Dışişleri Bakanı, sosyal medyadan daha birkaç gün önce Sayın Erdoğan'ı hedef alan tezviratlar paylaşmıştı.
Hülasa; An itibariyle hedefe konulan İran olsa da, nihai süreçte asıl hedefin Türkiye olduğunu görmeliyiz.
Siyonist katiller ve içerde ki işbirlikçileri olan malum ırkçı yapılanmanın ülke içerisinde kaos ve kargaşa çıkartma potansiyelini ve varsayımını göz ardı etmemeliyiz.
Soykırımcı Netanyahu ve katil ekibi, Türkiye'yi savaşın icine çekmeyi dillendiriyorsa, belli ki bunun icin bir takım kirli oyunlar planlıyorlar. 'İçimizde ki İsrailliler' bu kirli tezgahta aparat olarak kullanılacaklar listesinde olması muhtemeldir.
Bölge de durum giderek kötüleşirken, Türkiye Cumhuriyeti Devleti tüm mazlumlar için umut olmaya devam ediyor ve etmeli!
Gelişmeler eşliğinde bir durum değerlendirmesi ve öngörülerimi yazdım. Devletimizin istihbari kaynakları ve Milli İstihbaratımız elbette bizim öngördüklerimizden çok daha fazla bilgiye sahiptir.
Allah, devletimizi ve milletimizi her türlü şerlerden ve belalardan muhafaza eylesin.