İstanbul
KAPALI
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Bağımlı mısınız?

YAYINLAMA:

Genellikle alkol ve uyuşturucu konusunda kullanılan bir tanımlamadır; bağımlılık!

Halbuki birçok bileşeni muhtevasında barındıran bir sıfattır bu.

Modern! toplumların içine düştüğü yegane çıkmaz uyuşturucu veya alkol bağımlılığı değil bilâkis bağımlılığın birçok nev'i ve türüdür.
Gündem mesela!
Kanaatim o ki; Bağımlılıkların menbaı gündeme takılıp kalmak, nereye giderse peşinden sürüklenmektir.
Zira; Gündeme bağımlılık sizi algı ve yalanların kucağına götürür. Olmanızı istediği yere sürükler ve koyu karanlığın ortasında yalnız başınıza terk eder.
Gündem yorar, yıpratır, üzer, hakikat algınızın ayarını bozar ve kendi diktesini size gerçek gibi gösterir.
Bilmemeniz gereken yüzlerce safsatayı bilme mecburiyeti algısına çeker.
Günün sonunda hiçbir işinize yaramayacak olan bilgileri, tanımasanızda olur kişilierin hayatlarını, görmesenizde olur yerlerin coğrafik yüzölçümlerini ve sosyal medyada birbirini tanımayan insanların, birbirine ettiği küfürleri bilgi kayıtlarınıza kopyalar ve fuzuli geçen bir günün müflis sahibi olursunuz.
Oysa; İnsanın gündemi adında mündemiçtir!

"İnsan ol!"

Bu hitap çok kıymetlidir. Genellikle hata yapan ya da kendisinden umulmayan şeyler yapan birisini ikâz etmek maksadıyla kullanılır.

İnsan olmanın kendine has bir tarifi, kriterleri ve hatta manifestosu olmalı o zaman!

"İyi, güzel, hoş, şık, temiz, emin, selametli, güvenli, emniyetli" gibi olumlayıcı hasletlerin tümünü bünyesinde barındıran kişiye 'İnsan' denmeli o halde...

"Çok bilmek" bunlardan bir şart olmasa gerek!
Zira, tüm dinlerde kötülüğün sembolü sayılan Şeytan, aslında zekanın ve bilgininde sembolü sayılır.
Allah'a isyan etmeden önce tüm meleklere hocalık yaptığı rivayet edilir Şeytanın.
Ayrıca, Hz. Adem a.s ile Havva anamızı sahip olduğu zekası ile kandırdığı ve Cennetten kovdurduğu mukaddes kitabımızda teferruatıyla anlatılır.
Bilgi insanı kemâle erdirecek asli unsur değildir. Çoğu kere insanı yoldan çıkaran bir sermayedir de.
Karun'un çaldığı simya bilgisi taşları altın yapmasını sağlamış nihayetinde onu yoldan çıkmışlar güruhunun sembollerinden biri yapmıştır.
Hülasa; Bilgi, kisinin ihtiyacı kadar ve iyilik için kullanıldığında elzem olur 
Aslolan akıldır!
Vahiy zekaya değil, akla seslenir.
Bilgi ve zeka, akla hizmet ettiğinde mana bakımından kıymet kazanır.
Allah cc, akıl sahiplerine hitap ediyor Kitabında.
Hülasa; Bilgi çağı dediğimiz şey aslında bir efsundan ibarettir.
Bilmememiz gerekenleri bilmenin, görmememiz gerekenleri görmenin ve duymamamız gerekenleri duymamızın ne bu dünyamıza, ne de öbür dünyamıza sağlayacağı hiçbir yarar olmadığı gibi, İlahi tabirle "Kitap yüklü eşek" olmanın lüzumu yoktur.
Dümdüz söyleyelim;  Bugün ögrendiklerin seni insanlara güzel davranmaya, muhtaçlara yardım etmeye, dürüst olmaya, başkalarının hakkını gözetmeye, çalmamaya, çırpmamaya ve başkalarına zulmetmemeye yöneltmiyorsa, hepsini dür ve çöpe at gitsin!
Vesselam