CHP, NORMALLEŞME İSTEMİYOR!
Türkiye’nin ekonomi başta olmak üzere birçok sorunu olduğu açık. Bölgemizde yaşanan ABD ve İsrail Terör Örgütü kaynaklı soykırıma bağlı olarak ülkemizde gelişen tehdit algısı, ülke bütçesinden savunma sanayine büyük bir kaynak ayrılmasına ve ulusal tehdide karşı güvenliğimizi öncelleyen bir ekonomi pozisyonuna geçmemizi gerektirdi.
Sorun sadece ekonomi midir?
Elbette değil!
Ülkemizin en büyük sorunu, Suriye’nin kuzeyinde, ABD tarafından donatılan PKK ve ülke içerisinde tırmandırılmaya çalışılan terörist faaliyetlerdir.
Tam bu meyanda, MHP Lideri Bahçeli’nin dile getirdiği “Terörü bitirme çağrısı” gayet önemli bir alternatif yol açılması için kıymetli bir çağrı olmuştu.
Elbette bu çağrının asıl muhatapları olan ABD ve Batılı emperyalistler, bu çağrıya TUSAŞ’a yapılan terör saldırısı ile cevap verdiler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakanlar Kurulu Toplantısı sonrası yaptığı konuşma da “Terör baronları” olarak nitelendirdiği emperyalistlere “Onlardan alacak bir mesajımız yoktur” diyerek, terörle mücadeleye hız kesmeden devam edileceğini söyleyerek meydan okudu. Irak ve Suriye’nin kuzeyinde gerçekleştirilen sınır ötesi operasyonlarda 213 teröristin itlaf edildiğini açıkladı Erdoğan.
Diğer ve en önemli mesele şu ki; Ülkemiz, hem ekonomi hem de ulusal güvenliğimiz açısından büyük bir mücadele vermektedir. Uluslararası diplomasi alanında ve teröre karşı yürüttüğü saha operasyonlarında büyük bir başarı elde etmektedir. Ne ki; Bunu anlayabilecek ve kavrayabilecek bir muhalefetimiz yok!
Evet! Türkiye’nin en büyük milli güvenlik sorunlarından belki de en büyüğü “Milli olmayan muhalefettir!”
Özgür Özel’in, CHP’nin başına geçmesi ile birlikte, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, CHP Genel Merkezine iade-i ziyaret süreci ile başlayan “Normalleşme süreci” Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CHP Lideri Özel’in Kıbrıs’ta kurtuluş yıldönümünde buluşmaları ile ivme kazanmıştı.
Ne olduysa ondan sonra oldu. CHP içerisinde bir klik, bu normalleşmeye karşı Özgür Özel’in altını oymaya ve ipini çekmeye başladı.
CHP’nin hedefleri arasında iki şey asla yoktur. 1. İktidar olmak 2. Halkın değerleri ile barışmak!
Milli muhalefet olmayı bir türlü hazmedemeyen klikler, Özgür Özel’in “Dış politika da milli duruş göstereceğiz” açıklamasına dahi tahammül edemediler. Milli kavramı ile CHP, asla yan yana getirilemeyecek başlıklardır.
CHP içerisinde o kadar çok başlılık var ki; Hepsinin temel motivasyonu “Siyasi nüfuz ve rant” üzerine inşa edilmiştir.
İmamoğlu ve Yavaş, sanki kazanacakları garantiymiş gibi daha şimdiden Cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerinden bir kavgaya tutuştular. Öte yandan, delegeleri etkilemek için elinden çabayı gösteren Kılıçdaroğlu, yeniden CHP’nin başına geçme hayalleri kuruyor.
Ülke için, millet için yapacakları hiçbir projeleri yok. Tek dertleri ve tek mottoları var “Erdoğan gitsin!”
Milli dış politika dan tek anladıkları “Cumhuriyet balolarında içki içip dans etmek”
Mevcut CHP’li belediyelerden iftihar ile bahsedebilecekleri bir tek proje çıktı mı?
Yok! Olsa idi emin olun gözümüze sokarlar, sahibi olduğu televizyon kanallarında sabah akşam gösterirlerdi.
CHP, terör konusunda hiçbir zaman ülke çıkarlarının, milli birlikteliğin ve terörsüz Türkiye hedefinin yanında olmadı. PKK’nın siyasi kolu olan parti ile gizli ve açıktan her zaman beraber oldu. Terör suçundan hapis yatan Demirtaş ile “Birlikte iyi salladık” güzellemesi yapan CHP’li Milletvekili hala hafızalamızda tazeliğini koruyor.
Şimdi; Bahçeli’nin yapmış olduğu terörsüz Türkiye çağrısına “Biz varız” diyerek cevap veren CHP Genel Başkanı Özel’in bu yaklaşımına bile tahammül edemediler. Kimler?
Tabi ki CHP içerisinde yer alan bazı mahfiller.
Açık konuşmak gerekirse; Türkiye’nin güçlü ve tamamen bağımsız olmasını istemeyen emperyalistlerin gölgesi maalesef CHP’nin damarlarına kadar sinmiştir. Türkiye’nin çıkarına olan her milli mesele de ABD veya İsrail ağzı ile konuşan o kadar çok kişi var ki CHP’de! Monşerler, Milletvekilleri…
Yazının başlığına gelirsek; Bu mevcut hali ile, Özgür Özel’in kısmen de olsa millileşme hamlesine tahammül etmeyeceklerdir. Zira, CHP, bağımsız kararlar veremez. ABD’ye hamburger yemeye! Giden Kılıçdaroğlu, İstanbul kar altında yolları bile kapalı iken İngiliz Büyükelçi ile balık yemeye giden İmamoğlu ve az konuşmaktan başka hiçbir marifeti olmayan Mansur Yavaş, parti içinde rant ve paylaşım kavgasına kapılmış parti yönetimi ve diğerlerinin gündemleri başka. Hepsinin tek ortak noktası “Kişisel çıkarları ve ülke adına hiçbir kaygılarının olmaması”