CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN “CUMHURİYET MANİFESTOSU”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her sene 29 Ekim'de belli zümrelerin gündeme taşıdığı Cumhuriyet tartışmalarına son noktayı koydu.
AK Parti Gurup toplantısında konuşan ve tarihi açıklamalarda bulunan Erdoğan, Cumhuriyet ile ilgili manifesto niteliğinde bir konuşma yaparak, Cumhuriyet, laiklik ve Atatürkçülük üzerinden halkı ayrıştıran, ötekeliştiren ve aşağılayan mahfillere ders veren açıklamalara imza attı.
"Cumhuriyet, zenginin olduğu kadar yoksulunda cumhuriyetidir. Cumhuriyet, Türk’ün olduğu kadar Kürt’ünde cumhuriyetidir” Diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörü bitirme çağrısı yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye tam destek vererek “Devlet bey tarihe not düştü” diyerek Bahçeli’ye şükranlarını sundu.
Konuşmasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e de yer veren Erdoğan, CHP’nin milli bir politika izleyeceğinden emin olmak istiyorum diyerek “Özgür Özel’i, PKK’dan rahatsızlığını dile getiren açıklamasından dolayı takdir ediyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarının tümünde kardeşlik ve Millileşme mesajları vardı. Bahçeli’nin çağrısına atfen “Kandil ve buradan beslenen terör baronlarına bir çağrımız yoktur ve olamaz” diyerek, terörle mücadele de asla geri adım atılmayacağını ve mücadelenin son hızıyla süreceğini deklare etti.
Geçtiğimiz günlerde bir makalemde, Bahçeli’nin yaptığı çağrının spontane sarfedilen sözler olmadığını, aksine Devlet aklı ile en ince ayrıntılarına kadar düşünülmüş bir “Milli kardeşlik” hamlesi olduğunu yazmıştım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet tarihinin en etkili ve en muazzam konuşmalarından birisini gerçekleştirdi.
Dile getirdiği her bir konu, üzerinde günlerce konuşulacak bir manifesto niteliğinde.
Siyonist İsrail’e karşı “Selahaddin Eyyübi’nin torunları” olarak tanımladığı Kürtlere hitaben “Birlikte olalım, kardeşliğimizi daha sıkı pekiştirelim” çağrısında bulunarak, iç politika da safları sıklaştırma mesajı verdi.
Başkomutan Erdoğan’ın yaptığı bu konuşma, eminim ki 85 milyon vatandaşımızı heyecanlandırmıştır ve göğsünü kabartmıştır. Elbette bu tarihi konuşma, ABD, İsrail ve Batılı Emperyalistleri ve şer odaklarının Türkiye’de ki işbirlikçi mankurtlarını son derece rahatsız edecektir.
Özellikle, Suriye’nin Kuzeyinde ve Kandil’de, sırtını ABD ve İsrail’e dayayarak her türlü terör eylemi ve kanlı cinayetlerini “Sözde Kürt siyaseti”ne yaslayarak işlediği katliamlara ve gerçekleştrdiği teröre meşruiyet kazandırma ahmaklığı içinde olan PKK, YPG gibi terör örgütleri bu tarihi açıklamadan son derece rahatsız olacaktır.
Siyonist İsrail’in terör aparatı ve ABD çıkarlarının bekçi köpekliğini yapan PKK için yolun sonu görünmüştür.
Geçtiğimiz hafta Diyarbakır’daydım. Diyarbakır’lı vatandaşlarımızla görüştüm, konuştum sohbet ettik. Hiç birisinin gündeminde “Kürt meselesi” diye bir konu yok. Hatta, kürt meselesi diye bir meselenin olmadığını söylüyorlar. Bunun, PKK terör örgütünün, Kürt vatandaşlarımızı konsolide edebilmek için uydurduğu bir kılıf olduğunu onlar da biliyor. Kürt halkı, yaşadıkları şehirler de, devletin sağladığı her türlü imkan ve olanaklardan en az Türk vatandaşları kadar faydalanıyor. Hiçbir ayrım ve ötekeleştirme olmadan her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kadar hak sahibidir. Diyarbakır’lılar, gece geç saatlere kadar caddelerde, sokaklarda güven içerisinde geziyor. Tıpkı İstanbul, Ankara, Bursa’lılar kadar emniyetli ve güvenlikli şekilde yaşıyorlar.
Kürt kardeşlerimizin sorunu “Kürt sorunu değil, PKK ve terör sorunudur!”
Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumhuriyet konusunda da son noktayı koydu demiştik yazının başında. Her 29 Ekim günü “Elit zümre” ve belli jakoben mahfillerin “Türkiye laiktir laik kalacak” sloganları ile Atatürkçülük ve Cumhuriyet üzerinden kışkırtmacılık yaptıkları günleri artık geri de bırakacak bir manifesto yayınladı Cumhurbaşkanı!
Cumhuriyet kimsenin babasının tapulu malı değil! Cumhuriyet, CHP ya da bir başka partinin malı değil. Ancak Cumhuriyet ve Atatürkçülük maskesi ile süreklli rant ve çıkar elde etmeye alışmış bir kitle ki; Sanat dünyasından medyaya, siyasetten ekonomiye geniş bir alana yayılmış olan bu seçkin zümrenin elinde ki bu aparatı almak gerekiyordu ve Erdoğan bugün yaptığı tarihi konuşması ile bunu yaptı.
Artık kimse, ideolojiler üzerinden devleti ve milleti karşı karşıya getiremeyecek. Zira “Cumhuriyet, kendisini bu toraklara ait hisseden her Türk Vatandaşının malıdır. Vesselam…