İstanbul
KAPALI
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

CHP-DEM ORTAKLIĞI AÇIĞA ÇIKTI!

YAYINLAMA:

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, PKK-YPG Terör örgütüne üye olmak suçlamasıyla önce gözaltına alındı, ifade ve sorgusunun ardından nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İlgili savcılığın elinde ki deliller, 695 terör iltisaklı kişi ile arama, aranma ve görüşme yapmış Özer!
Bunlardan birisi sıradan bir terörist değil, PKK’nın Avrupa sorumlusu Remzi Kartal!
Özer, Remzi Kartal ile 3 ayda tam 14 kez görüşme yapmış. Remzi Kartal, on gün önce TUSAŞ’a yapılan saldırıyı üstlenmiş ve saldırıyı KCK’nin yaptığını kabul etmişti.
Devletin en önemli savunma sanayi kalesine saldırı yapan KCK terör örgütünün başında ki teröristbaşı ile 14 kez görüşme yapan kişi tutuklanmayıp serbest mi bırakılacaktı!
Ayrıca PKK ile iltisaklı bir yayınevine 784 Bin lira para aktarılmış belediye bütçesinden.
Bunlar basına yansıyan ve mahkeme tutanaklarına geçen birkaç tanesi. Savcının elinde çok daha fazlası olduğu öngörülüyor. Yakalanan örgüt üyelerinin ifadelerinde adının geçtiği konuşuluyor. Özer’in kendi telefonu araştırılıyor. Burada bulunacak veriler araştırılacak ve en önemlisi bu görüşmelerin tapeleri de savcılık makamının elindedir doğal olarak.
Ahmet Özer, terör örgütü mensupları ile yüzlerce kez görüşme yapmış, bunlar bildiklerimiz. Bilmediklerimizi devletin savcılık makamı ve yargı biliyor. Mahkeme aşamasında hepsi kamuoyuna açılanacaktır.
Buraya kadar aktardıklarım yargının rütun işleyişine uygun olarak gerçekleşen bir uygulamadır. Burada söz konusu şüphelinin kim ve ne olduğu yargıyı bağlamaz. Sanık Esenyurt Belediye Başkanı Özer değil de, sıradan bir vatandaş olsa idi, bu süreç yine aynı şekilde gelişecek ve sonu tutuklama ile neticelenecekti.
Ne var ki; Konuyu siyasileştirerek bir kaşık su da fırtına kopartan CHP ve “Şehir uzlaşısı ortağı” DEM Parti, henüz tutuklama kararı çıkmadan önce yandaşlarını Çağlayan adliyesi önüne toplayarak müthiş bir skandala imza attı!
Ahmet Özer, yargı önünde hakim karşısına çıktığı anlarda, CHP ve DEM Parti’nin resmi x sayfasından çağrı yaparak devşirdiği yandaşları sloganlar atarak yargıya müdahale etmeye çalıştılar.
DEM Parti’nin, CHP’de ki siyasi uzantısı Ekrem İmamoğlu, apar topar Çağlayan Adliyesi önüne gelerek basın açıklaması yaptı. Ahmet Özer, henüz Hakime ifade vermeden önce CHP ve DEM Parti, kararı vermiş ve Özer’in suçsuzluğuna karar vermişti!
Elbette tüm bu çığırtkanlıklar yargının gözünü korkutamaz. Mahkeme, savcının sunduğu delilleri, tutuklanmasına yeterli gördü ve Özer tutuklanarak cezaevine yollandı.
DEM Parti’nin yırtınması anlaşılabilir zira, Kandil’den talimatlı ve PKK’nın siyasi uzantısı olduklarını kendileri bile inkar etmiyorlar. Sonuç itibarı ile yandaşlarını korumak herşeyi yapabilirler.
Peki ya CHP!
Genel Başkanları Özgür Özel daha birkaç gün önce teröre karşı açıklama yapmıştı. Ancak, her ne hikmetse, tarihin hiçbir safhasında, CHP’nin terörle mücadele konusunda samimi mücadelesini veya terörle mücadeleye pazarlıksız destek verdiğini görmedik. Aksine, terör örgütünün siyasi uzantısı ile “Kent uzlaşısı” gibi uyduruk bir motto altında birlikte ve beraber olduklarını gördük.
Kılıçdaroğlu’nun 6’lı masasının altında da yine bu uzantı vardı. Yine her ne hikmetse; CHP ve avanesinin olduğu 6’lı masa ya en büyük destek, Kandil’de ki terör elebaşısı Karayılan’dan gelmişti.
PKK-YPG ve Kandil’in, CHP’nin attığı her adımı desteklemesi tesadüf müdür?
CHP’nin, Terör suçlaması ile tutuklanan Ahmet Özer’i aklamak için canhıraş çırpınışı demokrasi adına bir tercih midir, yoksa, bazı mahfillerin düğmeye basması ile bir mecburiyet midir?
Ya da şöyle sorayım; CHP ile DEM Parti arasında ne tür bir ortaklık ve hangi konularda işbirliği vardır. CHP’li İmamoğlu, yerel seçimlerde İstanbul’u kazanmak için verdikleri oy karşılığında DEM’e ne vaad etmiştir, ne vermiştir ve ne verecektir. Belediye’de işe aldığı PKK iltisaklı kişileri bilyoruz zira yargı gerekeni yapmıştı. Bunun dışında bilmediklerimiz nelerdir?
Ortada bir uzlaşıdan ziyade ortaklık anlaşması olduğu açık. İmamoğlu’nun, bu konu da ki feveranının “Demokrasi” kaygısından olmadığını kesin bir kanaat ile düşünüyorum. Özer’in yargı sürecinde ortaya çıkacak olan gerçekler, meselenin Ahmet Özer’den çok daha fazlası olduğunu gösterecektir.
Başörtüsü meselesinden dolayı 1998 yılında hapis yattığım süreçte, koğuş arkadaşlarımdan birisinin şu sözü hiç aklımdan çıkmaz; “En sağlam ortaklık suç ortaklığıdır!”
Hiç kimseyi itham etmeden ve herhangi bir olaya atfetmeden, sadece hoşuma giden bir söz olarak not düşmek istedim.