İstanbul
KAPALI
11°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Gram Altın (Kapalı Çarşı) currency
3.834,69
-0,56%

Halep'te kartlar yeniden karılıyor

YAYINLAMA:

İdlib'de, Esad rejim güçlerinin sivillere yönelik yaptığı saldırılar sonrası muhalif HTŞ ve ÖSO güçlerinin başlattığı harekât sonucunda Halep, Hama ve Humus şehirlerinin yanı sıra İdlib'in tamamı muhalif güçlerin kontrolüne geçti.

Sekiz yıllık bir suskunluk sonrası muhaliflerin başlattığı harekata karşı hiçbir direnç gösteremeyen rejim ordusu ve İran destekli milis güçlerinin bazı bölgelerde neredeyse kurşun bile atmadan mevzilerini boşaltmaları ilginç bir detay olarak karşımıza çıkıyor.

Esad rejiminden gelen açıklamalar, bölgenin tekrar saldırılmak üzere stratejik olarak boşaltıldığı yönünde olsa da bu konuda çeşitli kanallardan gelen bilgi ve yapılan analizler tam tersini söylüyor. Esad'i destekleyen Rusya'nın tüm enerjisini Ukrayna'ya aktardığı, zaten insan gücü konusunda sıkıntı yaşadığı ve Suriye'de yeni bir cephe açmaya takatinin olmadığı öngörülüyor.

Öte yandan, İran ve vekil milis gücü Hizbullah ise ABD destekli İsrail ile Lübnan'da girdiği çatışmalar sonucu lider kadrosunun neredeyse tamamını kaybetti. Askeri ve lojistik gücünün büyük kısmını harcadı ve yorgun düştü. Dolayısıyla Rusya ve İran, eskiden olduğu gibi Esad'e sınırsız destek vermeyecek durumdalar.

Hal böyle olunca muhalif güçler karşısında direnemeyeceğini bilen rejime geri çekilmekten başka çare kalmadı.

ABD ve İsrail'in bu işin neresinde olduğu ya da olup olmadığı konusu şimdilik bir soru işareti!

Bazı kesimler tarafından HTŞ'nin geçmişte 'İŞİD' benzeri bir yapı olduğu, ABD ve İsrail tarafından kullanmaya elverişli olduğu iddiaları konuşuluyor. Türkiye'nin en büyük tehdit algısı ve kırmızı çizgisi şüphesiz PKK, PYD, YPG ve muadili terör örgütlerinin mevcut karışıklığı bir fırsata çevirerek alan genişletmesi olacaktır.

Bu konu da HTŞ'nin, ABD kontrolünde YPG terör örgütü ile bir anlaşma zeminine getirilmesi, Türkiye'nin asla kabul etmeyeceği ve en kötü senaryo olacaktır şüphesiz. Ancak bu iddiayı dillendirenlerin meseleye Ankara'dan değil, Moskova, Tahran, Washington ve Tel Aviv merkezinden bakanlar olduğu biliniyor.

Zaten Dışişlerimizin yaptığı açıklamalar bu tehdide karşı her türlü önlemin alındığı ve gerektiğinde gerekli müdahalenin yapılacağı şeklinde sık sık tekrarlanıyor.

Muhalif güçlerin, YPG'nin, ABD desteği ile elinde bulundurduğu Tel Rıfat, Ayn el Arap ve Haseke bölgelerini terörist yapılardan kurtarmak için bir hamle yapması da öngörülen senaryolar arasında.

Türkiye'de bulunan Suriye Geçici Hükümeti Başkanı Abdurrahman Mustafa, dün yaptığı açıklamada PKK, YPG'nin işgal ettiği yerlere bir operasyon yapılabileceğini açıkça belirtti.

Muhalifler dendiğinde akıllara sadece HTŞ'nin gelmesi zorlama bir manipülasyon!

Zira, muhalif güçler birçok bileşenden oluşuyor ve sayısal ve güç dengesi açısından öne çıkanlar HTŞ ve ÖSO, yani Özgür Suriye Ordusu’dur.

ÖSO, Türkiye'nin desteklediği ve kontrolünde bulunan birçok tugaydan oluşuyor.

"Barış Pınarı ve Zeytin Dalı" harekatlarında Türkiye ile birlikte rejim ve PKK'ya karşı omuz omuza mücadele ettiler. Halen Türkiye'nin kontrolünde bulunan Azez, El Bab ve havalisinde bulunan yerlerde şehir güvenliğini sağlıyorlar.

Şunu söylemek istiyorum; Halep'e başlatılan muhalif harekatta Türkiye'nin dahli vardır demek yanlış olur. Ancak, harekattan sonraki gelişmeler sıkı şekilde gözlenmekte ve gelişen duruma göre milli güvenliğimiz dahilinde bir okuma yapılmaktadır.

Bu konuda şimdiden kesin ve net bir şey söylemek mümkün olmasa da evlerinden ve şehirlerinden zorla çıkartılan Suriyeli muhaliflerin, aileleri ile kavuşma görüntüleri gayet duygusal anlar yaşattı.

Türkiye açısından konunun bir diğer önemli tarafı da ülkemizde misafir olarak bulunan üç milyonun üzerindeki Suriyeliler!

Muhaliflerin Halep, Hama, Humus'tan sonra terör örgütü PKK'nın işgal ettiği yerlere düzenleyeceği operasyonlar sonucunda bu bölgeler de terör ve diktatör Esad rejiminden kurtarılırsa, Türkiye'de yaşayan Suriyeliler için onurlu bir dönüşün başlaması çok uzak görünmüyor.