İstanbul
KAPALI
11°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Olası İstanbul depremi ve kentsel dönüşüm

YAYINLAMA:

İstanbul’un geleceği, bugünden atılacak adımlara bağlı. Kentsel dönüşüm, bir tercih değil, bir zorunluluktur. Ancak bu süreç, toplumun tüm kesimlerinin iş birliğini gerektiriyor. Depremi engelleyemeyiz, ama zararını azaltabiliriz. Şehirlerimizi geleceğe hazırlamak için hemen bugün harekete geçmeliyiz. Çünkü yalnızca bugünkü nesiller için değil, gelecekte bu topraklarda yaşayacak olan herkes için sorumluyuz. Depreme hazırlıklı bir İstanbul, planlı ve kararlı adımlarla mümkün!

Marmara Denizi'nin derinliklerinde sessizce bekleyen Kuzey Anadolu Fay Hattı, bilim insanlarının "Büyük İstanbul Depremi" olarak adlandırdığı kaçınılmaz gerçeği hatırlatıyor. Ancak bu tehdide karşı ne kadar hazırlıklıyız? Peki, kentsel dönüşüm, bu kaderi değiştirebilecek bir çözüm mü, yoksa gecikmiş bir refleks mi?

İstanbul, aktif bir deprem kuşağında yer alıyor ve uzmanlara göre, 2030 yılına kadar 7 ve üzeri büyüklüğünde bir deprem olma ihtimali %70’leri buluyor. Özellikle 1999 Marmara Depremi öncesinde inşa edilen yapıların büyük bir kısmı, bugünün mühendislik standartlarından oldukça uzak. Avcılar, Zeytinburnu, Küçükçekmece ve Silivri gibi bölgeler bu riskin en yüksek olduğu yerler arasında yer alıyor.

Bu veriler, sadece teknik bir rapor değil; İstanbul’da milyonlarca insanın hayatını doğrudan etkileyen hayati bir gerçeği temsil ediyor. Üstelik yalnızca eski yapılar değil, yetersiz altyapı ve plansız şehirleşme de bu tabloyu daha vahim bir hâle getiriyor.

Kentsel dönüşüm hayat kurtaran bir adım

Deprem öldürmez, dayanıksız binalar öldürür. Bu, bilimsel olarak defalarca kanıtlanmış bir gerçek. Kentsel dönüşüm, depreme dayanıklı bir şehir inşa etmenin en etkili yollarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Ancak kentsel dönüşüm, sadece binaların yıkılıp yeniden yapılması anlamına gelmiyor. Bu süreç, modern altyapılar inşa etmeyi, yeşil alanları artırmayı ve afet sonrası müdahale planlarını da kapsıyor. Şili ve Japonya gibi ülkeler, kentsel dönüşüm politikaları sayesinde büyük depremleri minimum can ve mal kaybıyla atlatmayı başardı. İstanbul için de benzer bir senaryo mümkün, ancak bu ancak kararlı, şeffaf ve bilim temelli bir planlamayla hayata geçirilebilir.