2025 yılı hayırlı olsun

Hükümetin açıklamış olduğu asgari ücret %30'luk bir zam ile 22.104 lira oldu.
Elbette bu ücret yeterli değil mevcut enflasyon oranı %49. 50 civarındayken asgari ücrete yapılan %30'luk zam tabi olarak asgari ücretle çalışan kesimi tatmin etmedi.
Bununla birlikte ülkemizin ekonomik gerçeklerini bölgesel savaşları ve küresel dalgalanmaları göz önüne aldığımızda mevcut asgari ücretin tatminkar olmasa da işçi kesiminin yaşam standardını bir nebze yükseltebilmesini diliyorum.
Verilen asgari ücret ve yapılan zam yeterli değil ancak ülkemizin boğuştuğu ekonomik sıkıntıları ve enflasyonla mücadelesini hesaba katarsak Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi biraz sabrederek refaha erişmek için daha çok çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. Öte yandan Suriye'nin Esad rejiminden kurtulup özgürleşmesi ile birlikte Savaş koşullarında ciddi yara alan altyapı ve konut problemi Suriye'nin şimdilerde en önemli sorunlarından bir tanesini teşkil etmektedir. Bu konuda Türkiye'nin ön alacağını, hem Suriye'nin inşası için hem de ülkemizdeki inşaat başta olmak üzere gıda ve lojistik sektörlerine önemli iş ve istihdam alanı oluşturacağını düşünüyorum. Özellikle Suriye ile sınır olan Gaziantep, Şanlıurfa, Hatay gibi şehirlerimizin Suriye'nin yeniden inşası noktasında çok önemli talep merkezleri oluşturacağını düşünüyorum.
Bir başka konuda şu ki; Suriye'deki özgürleşme devriminin ardından gündemin ve gözlerin Suriye'ye çevrilmesi, İsrail'in Filistin'e yönelik soykırımını maalesef gündemden düşürdü, en azından medyanın gündeminde eskisi kadar yer teşkil etmiyor. Oysa Filistin'de her gün onlarca Müslüman, Yahudiler tarafından katledilmekte ve tüm dünya bunu sessizce seyretmektedir daha birkaç gün önce Filistin'de bir canlı yayın aracı katil İsrail tarafından bombalanarak 17 gazetecinin katledilmesine sebep oldu.
Batılı ülkelerin herhangi birisinde bir gazeteci, sağlık çalışanı ya da herhangi bir sivil vatandaş terör saldırısına kurban verildiğinde tüm dünyanın ayyuka çıkan çığlıklarla nasıl bağırdığını biliyoruz. Ancak söz konusu olan Müslümanlar olduğunda Müslüman kanı döküldüğünde onlar, yüzler binler halinde katledildiğinde Batı medeniyeti maalesef tüm yüzsüzlüğüyle kör sağır ve dilsiz kesilmektedir. Elbette bu noktada Müslüman ülkelere çok ciddi sorumluluklar düşmektedir Türkiye Cumhuriyeti devleti ve onun Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, İsrail katliamının başından bu yana çok güçlü bir mücadele vererek mazlumun yanındayız ilkesini ve iradesini en güçlü şekilde ortaya koymuştur bununla beraber İslam işbirliği teşkilatı üyesi ülkeler maalesef Filistin meselesinde sınıfta kalmış, İsrail'in soykırımına maruz kalan Filistinli Müslümanların katledilmesine göz yummuşlardır.
An itibariyle Türkiye'nin tek başına yürüttüğü Filistin politikası elbette Dünya üzerinde küresel ölçekte önemlidir. Diplomasi trafiği ve yapılan görüşmeler ve burada sarf edilen çabaların mutlaka bir karşılığı olacaktır fakat bu mesele Türkiye'nin tek başına halledebileceği bir mesele olmayıp İslam ülkeleri liderlerinin ve İslam işbirliği teşkilatının bu konuda ciddi ve karşılık getirecek bir takım hamleler yapması gerekmektedir.
En başından beri Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi petrol ülkeleri bir tavır alsaydı bugün Filistin üzerindeki yapılan bu soykırımı konuşmuyor olabilirdik elbette hiçbir şey için geç değil. Filistin davası tüm ümmetin tüm müslümanların davasıdır dolayısıyla bu konuda en fazla sesi çıkartması gerekenler müslümanlardır.
Kamuoyu zaten gerekli desteği vermektedir hatta bununla beraber Batı kamuoyu bile Filistin meselesinde hassas davranarak hemen hemen her gün İsrail'i protesto gösterileri düzenlenmektedir. Bu konuda Türkiye kamuoyuna düşen de Filistin meselesinin medyasıyla, kamuoyu desteği ile ve tüm kurum ve kuruluşlarıyla gündemde tutulması ve siyonist katillerin gözüne sokulması lazım.
2025 yılı inşallah katliamların tükendiği savaşların bittiği özellikle siyonist katliamının son bulduğu ve İsrail terör devletinin sonsuza kadar yok olduğu yıl olur. Yeni yılınız hayırlı olsun.