İsrail sadece güçten anlar?

Uzun süreden beri devam eden Hamas ile İsrail terör örgütü arasındaki ateşkesin tamamlandığını ilk önce ABD seçilmiş başkanı Donald Trump kendi sosyal medya hesabından duyurdu. Daha sonra uluslararası haber ajansları ve uluslararası diplomaside en öne çıkan haber olarak son dakika gelişmesi şeklinde kamuoyuna ve tüm dünyaya duyuruldu.
Anlaşmanın içeriğine göre birinci aşamada ateşkes sağlanacak ilk etapta 33 İsrailli savaş esiri serbest bırakılacak. Bunun karşılığında ise halen İsrail hapishanelerde bulunan Filistinli Savaş esirleri serbest bırakılacaktı.
Anlaşma üç aşamadan oluşuyordu ve bu üç aşama sonucunda İsrail terör örgütü, Gazze şeridinden tamamen çıkmayı taahhüt ediyordu. Ancak anlaşmanın yapıldığı saatlerde hemen sonra düşen haberlerde İsrail'in yine Filistin mülteciyi kamplarını bombaladığı ve çoğu çocuk ve kadın olmak üzere birçok Filistinlinin şehit olduğu haberleri gelmeye başladı.
Yazıyı kaleme aldığım saatlerde ise İsrail terör örgütü elebaşı katil Netenyahu Hamas'ın şartlara uymadığını gerekçe göstererek İsrail parlamentosunda ateşkes ile ilgili oylamanın yapılmayacağını duyurdu.
Daha önce de defaten olduğu gibi kahpe İsrail'in katil elebaşı Netanyahu yine kıvırdı ve katliamlara devam edeceğini duyurdu.
İsrail katliamı ve soykırımının başladığı 7 Ekim'den bu yana ateşkes konusunda dünya kamuoyunun yapmış olduğu baskı sonucu defalarca ateşkes anlaşması mafya gelmiş taraflar Katar'da bir araya gelmiş, Hamas’ı anlaşmayı kabul etmiş olmasına rağmen İsrail bir yolunu bulup ateşe ateşkes anlaşmasından çark etmiştir.
İsrail anlaşılabilecek uzlaşılabilecek ve konuşulabilecek bir yapı değil bunu defaten gördük.
İsrail'in anladığı tek dil güç ve zordur dolayısıyla İsrail terör örgütü ile anlaşmak mümkün olmayacaktır. Dün ABD seçilmiş başkanı Donald Trump'ın baskısıyla ateşkes anlaşmasını kabul ettiğini duyuran İsrail yönetimi, bugün yine yalan bir gerekçeyi baz alarak ateşkes anlaşmasının olmayacağını duyurdu.
Bu konu bize sürpriz olmadı. Zira bölgede yaşayan halklar İsrail'in 70 yıllık zulmünün bu yalanlar ve algılar üzerine bina edildiğini gayet iyi bilmektedir. Holokost ve Nazi soykırımı düzmecesinin arkasına gizlenen bu vahşi hayvani yapı maalesef dünya kamuoyunda oluşturmuş olduğu mazlum algısı üzerinden Filistin topraklarını işgal etmiş ve işgal ettiği Filistin topraklarında yüz binlerce insanı katlederek yüzyılın en büyük soykırımına imza atmıştır.
Burada konuşulması gereken birkaç konudan bir tanesi de Trump'ın seçim öncesi taahhüt etmiş olduğu ‘dünyaya barış getireceğim’ vaadi üzerinden hareketle İsrail'e dün itibariyle ateşkesi kabul ettirmiş olmasının üzerinden 24 saat bile geçmeden İsrail tarafının bu anlaşmadan çark etmesi, Donald Trump'ın dünya üzerindeki nüfuzunu ve caydırıcılığını doğrudan etkileyen bir hadisedir.
Özellikle Rusya-Ukrayna savaşı konusunda kesin bir dille savaşı bitireceğini ilan ederek seçim kazanan Trump'ın Ortadoğu üzerinde Gazze'deki İsrail soykırımını durdurmaya yönelik ateşkes baskısının sonuç vermemesi elbette dünya üzerindeki caydırıcı etkisini direkt etkileyecek.
Trump'ın bu konudaki tavrı ne olacak şimdilik bilemiyoruz. İsrail üzerinde nasıl bir baskı uygulayacak? Netanyahu üzerinde nasıl bir baskı oluşturacak bunu bilemiyoruz. Ancak İsrail'in barış ve uzlaşıya yönelik hiçbir anlaşmaya yanaşmayacağı kesinlik kazanmıştır.
İsrail, ancak kendisi ile savaştırılarak durdurulacak ve Ortadoğu üzerinde bir kanser uru gibi oluşan bu uyduruk, gayrimeşru sözde devlet yok edilerek barış sağlanabilecektir. Filistin toprakları, Filistinlilere aittir. 70 yıldan beri işgal altında olan Filistin topraklarında İsrail'in tek karış hakkı dahi yoktur. Hal böyleyken hala İsrail'in barış masasına oturtulmak istenmesi beyhude bir çabadır.
Filistin topraklarında tek bir Siyonist kalmayıncaya kadar bu mücadele sürecektir ve zafere giden yol ancak güçlü bir direnişten ve Müslüman ülkelerin bu konuda kesin bir tavır alarak Filistin'e askeri ekonomik ve lojistik anlamında her türlü destek sağlanacağını açıklaması ve gereğini yapmasıyla mümkün olacaktır.
Müslümanların bir asırdan uzun zamandır yapmış oldukları en kötü icraat, Batı’nın vicdanına güvenmek ve samimiyetine inanmak olmuştur.
Sapkın Siyonizm ve ruh ikizi Evanjelizm sadece Müslümanların değil insanlığın da düşmanıdır. Bu iki sinsi canavar yapı yok edilmedikçe ne Ortadoğu'daki Müslümanlar için ne de yeryüzündeki insanlık için huzur gelmeyecektir. İnsanlığın en büyük düşmanı olan Siyonist Yahudiler topyekun yok edilmedikçe yeryüzünde savaş, kaos, kan ve gözyaşı asla durmayacaktır. İşin özü budur, aslında bunu da herkes bilmektedir. Maalesef bazı İslam ülkelerinin yönetimini işgal eden diktatör rejimler, kendi çıkarları ve bekaları için ülkelerinin menfaatlerini yok saymakta, esareti ve satılmışlığı kabul ederek bölge halklarını yani Müslümanları kafirler karşısında zelil bir duruma düşürmektedirler.
Vesselam…