Özgür Özel'in İmamoğlu tiyatrosu!

Üç ay önce, İmamoğlu adaylığını ilan edip şehir şehir adaycılık oynamaya başladığı günlerde köşemde yazmıştım.
"CHP'nin Cumhurbaşkanı adaylığında en büyük sürprizi Özgür Özel yapacak. İmamoğlu'nu da, Mansur Yavaş'ı da ekarte ederek adaylık koltuğuna oturacak" demiştim.
O günlerde diploma konusu kamuoyunun gündeminde değildi.
-Ben biliyordum!
Ukalalığı yapmak için söylemiyorum. Siyaset bilen, mürekkep yalamış birçok aydın ve entelektüelinde muhtemelen tahmin ettiği bir gerçekti bu.
Özgür bey, kendi deyimiyle 'İmamoğlu kumpası' diye adlandırdığı ve içinde birçok soru işareti barındıran sürecin en karlı çıkanı oldu.
CHP tabanına karşı süreci en başından beri büyük bir ustalıkla yönetti ve İmamoğlu'nu tereyağından kıl çeker gibi saf dışı bıraktı.
İmamoğlu'nu sadece Cumhurbaşkanlığı adaylığı yarışından değil, büyük olasılıkla CHP Genel Başkanlığı koltuğundan da etti!
Hem İmamoğlu'nu çılgınlar gibi savunuyor görünüp, hem de ortaya çıkan sonuçtan en büyük kârı elde etmek azımsanacak bir başarı değil doğrusu.
Bir an aklıma meşhur "Eşkiya" filminden bir replik geldi.
Eşkiya, hapisten çıkar ve kendisine ihanet ederek jandarmaya şikayet eden, yıllarca hapis yatmasını sağlayan Berfo'dan hesap sormak için arar ve bulur.
Sorar: Neden bana ihanet ettin?
Berfo cevap verir: Aşk için yaptım. Onu bende seviyordum. Ben onu senden daha çok sevdim, çünkü ben aşkım için en yakın arkadaşıma, sana bile ihanet ettim. Seni aşkım için sattım. Şimdi söyle bana; onu sen mi hak ediyorsun, ben mi?
Konuyu Özel-İmamoğlu'na uyarlarsak, aradaki çekişmeli aşk elbette Cumhurbaşkanı adaylığı ve CHP genel başkanlığı koltuğudur.
Özel, yaptığı hamlelerle yalnızca İmamoğlu'nu değil, Mansur Yavaş'ın da, en azından CHP'den Cumhurbaşkanı adaylığının önüne geçti.
Bir taşla iki kuş vurmak herhalde böyle bir şeydir.
İmamoğlu hakkında yürütülen yolsuzluk soruşturmasının bu şekilde gelişeceğini ve tutuklanacağı konusunda yüksek tahminlerinin olduğundan eminim. Zira, İBB'de dönen dolapların farkında olmaması imkansız.
Genel Başkanı olduğu partisinin belediyesinde oluştugu iddia edilen yolsuzluk ve vurgunlardan bihaber olması mümkün müdür?
Bununla ilgili bir örgütleşme faaliyetine kadar yürüyen süreçten haberinin olmaması hayatın olağan akışına terstir.
Yukarda iddia ettiğim savlar tamamen kişisel kanaatim ve gazetecilik tecrübelerime dayandırdığım öngörümdür.
Ne var ki; Sayın Özel'in bugün Cumhurbaşkanı adaylığı ile ilgili yaptığı açıklama öngörümde ne kadar haklı olduğumu ortaya koydu.
Özel, aynen şunları söyledi; "İmamoglu içerdeyse, en çok oyu alan Cumhurbaşkanı adayı olur. İmamoğlu içerde kitap okumaya, diyet yapmaya ve spor yapmaya devam eder. Kendisini oradan çıkartmak için kazanırız. Çıktığında da başka bir göreve gelir"
Görüldüğü üzere Özgür Özel, en başından beri haberdar olduğu sürecin son aşamasında ağzından baklayı çıkarttı ve itiraf niteliğinde olan açıklamayı yaptı.
İmamoğlu hikayesi bitti!
Aslında, Kılıçdaroğlu'na ihanet ederek Özel ile giriştiği ittifak başladığında bu hikayenin son bölümü yazılmaya başlanmıştı.
Hikayeyi yazan Özel'di ve bu hikayede İmamoğlu'nun rolü burada sona eriyordu. Öyle de oldu.
Özel'in sokaklarda bağırıp, çağırarak hamaset yapması tamamen bir tiyatro ve orta oyunuydu.
CHP'lilerin sızdırdığı belgeler, savcılığa şikayetleri ve basına bilgi sızdırarak başlayan sürecin Özel'den bağımsız geliştiğine inanmıyorum.
Sanırım bir müddet sonra İmamoğlu'da inanmayacak.
Zira; Kendisi içerde spor ve diyet yapıp Nazım Hikmet şiirleri okurken, Özgür Özel, hayatın nimetlerinden en üst seviyede faydalanarak Cumhurbaşkanı adayı ve CHP genel başkanı olmanın imtiyazının dayanılmaz hazzına râm olacak.
Çok yakında İmamoğlu ve Özel arasında ki kavgaya yakından şahit olacağız.